|
|||
KONU ARAPLAR DEĞİL KONU VİCDAN VE İNSANLIK | |||
FİLİZ’İN PENCERESİNDEN FİLİZ BAHÇIVAN | |||
oz.turkhayathaber@gmail.com | |||
Yazımı yazmaya başladığım dakikalarda İsrail vahşeti bütün hızıyla devam ediyor.
Gazze'den gelen haberler hiç iç açıcı değil. Şu an, şu saatte Gazze'de elektrik yok, internet yok, yiyecek
yok, su yok. Bombardıman altında. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, tüm sivil halk ölümle yüz yüze. Ben yazımı
noktalayana kadar, kim bilir kaç masum hayatını kaybedecek?
Ve biz, yaşanan olayları uzaktan takip etmekle yetiniyoruz. Üzülüp isyan etsek de,
elimizden hiçbir şey gelmiyor.
Sessiz kalanlarımız ise, "Sükûnet ikrardandır" gereği, bu alçakça saldırıyı destekliyor ve Terör devleti
İsrail mallarını kullanarak Gazze'nin bombalanmasına katkıda bulunuyor.
Yurdum insanının söz, eylem ve huyları zaman değişse de değişmeyen bir yönü var.
Dünya bir araya gelse de bu huyundan vazgeçmez. Bu da kutuplaşma hastalığı. Bu konuda aynı kazana
atılsak kaynamayız. Mesela yılan hikayesine dönen güncel Filistin meselesine bakalım.
Ne zaman Filistin, dünya ve ülke gündemine gelse, Yurdum insanından tarihsel ve dinsel inciler
dökülüverir.
"Bunların ataları Birinci Dünya Savaşında bizi arkadan vurmuştu, şimdi çeksinler cezalarını" Biz ne diye
onlara yardım edelim." diyerek İngiliz oyununa gelen sözümona insancıklar. İsrail katliamlarında karşı
sağır, dilsiz rolünü çok iyi oynuyorlar.
Yukarıda bahsettiğimiz tiplerin her birine verecek kapı gibi onlarca cevabımız var.
Ancak bu yazımızda sadece "Araplar bizi arkadan vurdu" diyenlere birkaç çift sorumuz olacak.
Öncelikle kabaca bir girizgahla başlayalım.
Arapların bizi arkadan vurduğu doğru değildir. Çünkü tüm Araplar arkadan vurmamıştır. Şerif Hüseyin
öncülüğünde bir kısım Araplar bizi arkadan vurdu emek daha doğru olur. Osmanlıya ayaklanması
karşılığını da Ürdün diye bir devlet icat edilerek İngiliz tarafından Şerif Hüseyin ailesine hediye edilmiştir.
Şerif Hüseyin, o dönem İstanbul'da gözetim altındadır. Fakat, iktidara çöreklenerek değerlerimize karşı
savaş açan ve topraklarımızı karış karış satan İttihat ve Terakki cemiyeti, Şerif Hüseyin'i serbest
bırakırlar. İngilizler de Şerif Hüseyin ve çapulcu birliklerini, Osmanlıya karşı ayaklandırır, onları bir piyon
gibi kullanır ve sonun da da sınırları cetvelle çizilmiş devletçikler yererek ödüllendirir.
Şimdi gelelim sorularımıza.
1-Bir avuç çapulcu Arap, Osmanlıyı arkadan vurdu diye büyün Arapları suçlamak ne kadar mantıklıdır?
2- Eğer bütün Araplar hainse, Çanakkale'de ve diğer Cephelerde bizimle beraber omuz omuza
çarpışarak Şehit olan on binlerce Arap'ı nereye koyacağız?
3- Şerif Hüseyin alçağını salıverenler İttihat ve Terakki cemiyetinin başını çeken Enver, Talat ve Cemal
üçlüsü de Türk olduğuna göre, bütün Türkler, Osmanlıyı arkadan mı vurmuştur?
Soruları daha da uzatabiliriz! Ama bu üç soru yeterli diye düşünüyorum.
Şimdi bu soruları Akl-ı selim bir şekilde cevaplamaya çalışalım.
Göreceğiz ki, akl-ı selim olan, bir çuval pirinç içerisinde bir avuç taş var diye, koca çuvalı çöpe atmak
değil, taşları ayıklamak ve pirinci yemektir.
Bizler de pirinci taştan ayıklayalım ve tarih boyunca yaptığımız gibi gücümüz yettiğince mazlumun
yanında yer alalım.
|
|||
Etiketler: KONU, ARAPLAR, DEĞİL, KONU, VİCDAN, VE, İNSANLIK, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.