Yazı Detayı
13 Eylül 2020 - Pazar 15:22 Bu yazı 756 kez okundu
 
40 YILDIR İZİ SİLİNMEYEN DARBE: 12 EYLÜL 1980
FİLİZ’İN PENCERESİNDEN FİLİZ BAHÇIVAN
oz.turkhayathaber@gmail.com
 
 
12 Eylül 1980'de yaşananlar Türkiye'nin bugünkü siyasetine, insanına, toplumuna, düzenine ışık tutar. 
Tarihi bilmeden bugünü ve yarını anlamak olmaz derler hani.
O yüzden az da olsa bilmek gerekiyor. 
O halde hatırlayalım: 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinde neler oldu?
 
Bir sonbahar gününde hayatlarına el konuldu. Ve içlerinde birçoğu başka bahar göremeden hayatını kaybetti. Unuttuğumuz, unutturulmaya çalışılan o kara günün, 12 Eylül darbesinin mağdurlarıydı onlar. 
650 bin kişinin gözaltına alındığı, 230 bin kişinin cunta mahkemesinde yargılandığı, 299 kişinin cezaevlerinde ve 171 kişinin işkencelerle öldürüldüğü, 14 kişinin açlık grevinde ölmesine göz yumulan, 50 kişiyi darağacında sallandıran, 375 kişiyi intihar etti denilerek katleden 12 Eylül cuntası yani. 
 
Tüm bu yaşanmışlıklar geride mi kaldı peki. Sürgünde kalanları, işini gücünü kaybedenleri, ruh sağlığı düzelmeyen, asla da düzelmeyecek olanları, yaşamı boyunca taşıyacağı hastalık ve izlere sahip olanların, tek dileği oğlu Cemil'in kemiklerini bulup Fatiha okuyacak bir mezarının olmasını isteyen ve ne yazık ki Cemil'ine hasret ölen Berfo anayı, işkence hanelerde öldüresiye dövülen insanları, tecavüze uğrayan, adet dönemlerinde keyifleri istemediği için pamuk verilmeyen kadınları, bir tas suyla yıkanmayı dayatan insanlık yoksunu işkencecileri ve tüm bu işkencelere maruz kalan insanları unutarak ülkenin başına her geçene. "Bu Ülkeye sizin gibiler lazım paşam" diye yaltaklanıp el çırpılıyorsa bu memlekette zaten geride kalmış demektir. 
 
 12 Eylül 1980 Darbesi ve öncesinde gelişen olayların üzerinden tam 40 yıl geçmesine rağmen o günleri yaşayan tanıklar hala yaşadıklarını unutmuş değil. 
İsterseniz O zorlu dönemi bir de tanıklarından dinleyelim.
 

Zeynep H Kıllı kimdir?

Malatya-Kürecik'te doğdum, sevgi ve ilgi ortamında büyüdüm. Yapı olarak humanist, duygusal, yaptığım işlerde başarılı olan herşeyin olumlu yönünü ilk etapta gören, içinde yaşadığı toplumun mutluluğunu, refahını, özgürlüğünü, hak ve eşitliğini istiyen bunun için yaşamı boyunca kendi çapında çabalayan, önemli oranda başaran biriyim.

Düşüncelerimden dolayı " ülkem" de akil almaz işkencelere tabi tutuldum. Ayni düşüncelerimi şuan yaşadığım Hollanda'da yaşama geçirdiğim için Kraliyet nisani aldım.

12 Eylül döneminin abartılarak anlatıldığını, bunun bir şehir efsanesinden ibaret olduğunu düşünenler için tarihe ışık tutmak adına, kısaca o dönemi anlatır mısınız?

1981 eylül ayında hemşire olarak çalıştığım Mardin-Kızıltepe Şenyurt'ta ki evimden alındım. Karakolda gözlerim bağlanıp üzerime de bir askeri parka giydirip, bir askeri cemseye bindirdiler. Yarım saat sonra cemseden indirilip taksiye, üç sivil kişinin eşliğinde Diyarbakır'a sorgulamaya götürdüler.

Yakalandığımda 23 yaşındaydım. Evli 9 aylık bir bebeğim vardı, ayrıca bir aylık hamileydim.

Ne kadar süre ceza evinde kaldınız.

Polis sorgulamasında 6 ay kaldım. Toplam 4 seneden fazla kaldım cezaevinde ve beraat ettiğimi geçen sene öğrendim. Bu dört yıllık süre zarfında bebeğimi orada doğurmak zorunda kaldım. Demir parmaklıklar arasında dünyaya gelen oğlum, benimle birlikte kaldı.

Diyarbakır 5 Noluda kadın olmak. Düşüncesi bile insanın kanını dondurmaya yetiyor.

Alacağım cevaplardan korkuyorum. Ama yine de sormak istiyorum. Neler yapıldı size orada? Ve Erkeklere yapılan işkencelerle, kadınlara yapılan işkencelerin arasında fark var mıydı? Hamile oluşunuz size avantaj sağladı mı?

Evet demeyi çok isterdim, lakin orası bir cehennem yeriydi ve işkenceciler birer zebaniydi. Vicdan, merhamet hak getire.

"Yapılan her turlu işkencenin yanında , hamileliğim, anne oluşum da işkence malzemesi yapıldı.'

Kadın olduğunuzda size uygulanan muamelenin farklı olması kaçınılmazdı.

"Kadınsınız. Bedeninizde sizi en fazla acıtacak neyse o", son derece sistemli, hesaplı bir şekilde uygulanıyor. Küçücük karanlık hücrelerde, elektiriği, falakası, askısı, hücresi, küfrü, tacizi, tecavüze yellenilmesi vs her türlü işkenceyi gördük.

Onurumuzu kırarak, aşağılamaya dönük davranılıyordu.

Sonra başka bir aşama, örneğin "soyun" diyorlar. Karşı koyduğunuzda üstünüz, iç çamaşırlarınıza kadar yırtılıyor.

Hasta olur, doktor isterdik, vermezlerdi. Pamuk isteriz özellikle vermezlerdi.

Sorgulamada olduğum günlerde defalarca kanama geçirdim. Bir defasında her tarafım kanlar içinde kaldı. Bunu fark eden işkenceciler, kolumdan tutup erkek arkadaşların kaldığı koğuşa doğru sürüklediler. "Bacınız piç doğuruyor hanginizin piçi" deyip herkesi kalaslarla dayaktan geçirdiler.

Böylesi korkunç günler yaşandı.

Bugün arkanıza baktığınızda, her şey geride kaldı diyebiliyor musunuz?

Ben hayatta kalmayı başarmış, şanslı insanlardan bir tanesiyim. Ama yine de, Bugün arkama baktığımda hiçbir şekilde kapanmayan yaralar görüyorum.

 

Bugün aramızda olmayan insanların ahlarını işitiyorum. İzninizle bunlardan birkaçının isimlerini anmak istiyorum.

Ali Sarıbal; Cezaevinde işkence sonucu yaşamını yitiren ilk cinayetlerden biridir.

Cahide Karataş; Cezaevinde işkence ve tecavüze uğramasının ardından girdiği bunalım sonunda tahliye olduktan sonra kendini asarak intihar etti.

Sefer Bilgeç; Tahliye olduktan sonra intihar etti.

Hıdır Durmuş; Eylül 2010 sonunda intihar etti. Ve daha birçok insan benzer şekilde hayatını kaybetti. Hepsini saygıyla anıyorum.

Abdullah Delibalta.
 
--Bize kendinizden bahseder misiniz? 
 1958 Şanlı Urfa Siverek doğumluyum. İkamet yerim İstanbul. 
Ne ile suçlanıyordunuz? ve ne kadar süre ceza evinde kaldınız? 
Örgüt kurup sevk ve idare etmekten, toplam on yıl ceza aldım. İki defa Diyarbakır sonra Selimiye, Sağmalcılar ve tekrar Metris derken cezamı infaz ettim. İlk yakalandığımda henüz darbe olmamıştı. Sıkıyönetim vardı. Gözaltında bilmediğim birkaç yerde işkenceyle çözmeye çalıştılar. Ama tabi ki bu işkenceler darbe sonrası çok daha şiddetli idi. 
 
--12 Eylül darbesi denilince akıllara ilk gelen Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi oluyor. Okurlarımıza orayı anlatır mısınız? 
Anlamak için yaşamak gerekir; gibi gereksiz bir cümle kurmayacağım. Düşmanım dahi olsa oralara yolunun düşmesini asla istemem. Her cezaevinin kendine özgü anıları vardır. Ancak hiç biri 5 nolu kadar vahşet yaşatmadı. Diyarbakır 5 No’lu cezaevi Türkiye'nin karanlık belgesidir. Sonu belli olmayan sınırsız vahşet koridorudur. Oraya adımını atan bir insan için yarın yoktur. Doğacak güneşin hiçbir anlamı yoktur. Umudun, hayatta sağ kalma ihtimalinin karartıldığı dipsiz bir kuyudur. 
 
 --Cehennem, dediğiniz 5 No’lu zindanda, ne gibi zorluklarla karşılaştınız? 
30 kişilik koğuşta 100’e yakın kişi kalıyorduk. Her yatakta 2-3 kişi yatıyordu. Geriye kalanlar ise beton üzerine bir karton sererek üzerine de bir battaniye alarak yatıyordu. Çoğu da ranzaların altında zar zor uyumaya çalışıyordu. Bu süre içerisinde her türlü işkenceye maruz kaldık. İşkencelerimiz ilk olarak falaka ile başladı. Falaka yaygın ve sürekli uygulandı, ayak tabanı, ellerin içi gibi vücudun kaslı bölümlerine kalas, cop, zincir vb, vurularak gerçekleştirilirdi. Bu yöntem, ayak tabanlarını ve el ayalarını patlatır, kaba yerleri ezer, morartır, tırnakları sökerdi. El ayak gibi herhangi bir yeri kırar, sakat bırakırdı. 
 
Daha sonra Filistin usulü askı denilen bir işkence türüyle tanışıtık. Filistin usulü işkence şu şekilde oluyordu. Eller arkadan kelepçeleniyor, kol pazılarından iple tavana asılıyordu. Bu işkence suçlamaları kabul edene kadar sürüyordu. Günlerce mahkumlara hassas yerlerinden elektrik verildi. Mahkumlara köpeklerin saldırması sağlanırdı. "Ölmesini istedikleri mahkumlara kum işkencesi yapıyorlardı" Kum torbası işkencesi yapılan mahkumlar serbest bırakılıyordu. Zaten iç organları parçalanmış olan mahkumlar, altı ay sonra ölüyordu. Ve daha bunun gibi onlarca akla zarar işkence teknikleri. 
 
-- O günleri düşündüğünüzde ne hissediyorsunuz? 
Bugün dönüp geriye baktığımda o dönemde yaşadıklarıma inanmakta güçlük çekiyorum. O günleri gerçekte yaşamış mıydım? Evet yaşamıştım. Ve bu benim değişmeyecek olan gerçeğimdi. Her ne kadar zaman zaman yaşadıklarımı unutmaya çalışsam da, hayatı elinden alınanlarımızın çığlık sesleri yankılanır kulaklarımda. Ne unutmaya yürek dayanır ne de unutturmaya vicdan! 
 
Yazımı hazırlamam da bana yardımcı olan ve yaşadıklarını anlatan Abdullah Delibalta'ya teşekkür ediyor, 12 Eylül darbesin de hayatını kaybeden vatandaşlarımızı Rahmet ve saygıyla anıyorum.
 
 
 
Etiketler: 40, YILDIR, İZİ, SİLİNMEYEN, DARBE:, 12, EYLÜL, 1980,
Yorumlar
Diğer Yazılar
YASA DIŞI SANAL BAHİS TUZAĞI
SEN NE YAPTIN PAŞAM?
SİYONİSTLERİN KANLI KİTABI “TALMUD”
YAŞLILARIMIZ AİLE BAĞLARIMIZIN EN DEĞERLİ VARLIKLARIDIR
NARİN DE ÖLDÜ SIRADA KİM VAR
UNUNU ELEYİP DUVARA ASMIŞSIN ARTIK ÇEKİL KÖŞENE
AĞAÇLAR KATİLLERİNİ TANIYOR
ALTI-ÜSTÜ BİR MENEMENİN BİR AİLEYE MALİYETİ NE OLUR?
YAŞLILARIMIZ KIRMIZI ÇİZGİMDİR
GELECEKTE HUZURUMUZU BOZARLAR DEMİŞTİK
SIKILAN KEMER BİR GENCİN BOĞAZINI SIKTI
YATAĞA BAĞLI HASTASI OLAN NE YAPSIN?
YAMALI GİYİNEN DEDELERİN MARKA TAKINTISI OLAN TORUNLARI
HER YER KOLPA MÜSLÜMAN DOLU
RAMAZAN AYI GÖSTERİŞ AYI
TUTKUNUN RENGİ KIRMIZI
SEÇİM ÇALIŞMASI YAPAN ADAYLARA TAVSİYELER
DİLBERİ PAVYONDA ÇALIŞTIRIP EVSİZ BIRAKAN DÜZEN EMEKLİYE NE YAPTIRMAZ
DURUŞUMUZ NET DEĞİL
GÖRDÜK YİNE HANYA'YI,KONYA'YI
The Economist'in 2024 Kehanetleri
KANDIRILMAK İSTERSEN KANDIRILIRSIN
FENOMENLİK DEĞİL ADETA SOYTARILIK
ALLAH'IM BİZİ VATANIMIZDAN AYIRMASIN
KONU ARAPLAR DEĞİL KONU VİCDAN VE İNSANLIK
BATI TEK YÜREK OLDU VE GAZZE'Yİ HEDEF ALDI.
KÜRESELCİLERİN CİNSİYETSİZ TOPLUM PROJESİ
SABREDEN FAKİR EMEKLİ, ZENGİN'DEN 500 YIL ÖNCE CENNETE GİRECEKMİŞ
PARAN YOKSA KAYIT DA YOK
BU OLAY KOLAY KAPANACAK GİBİ GÖRÜNMÜYOR
YÜZYILLARDIR SÜRE GELEN AŞURE GÜNÜ VE GELENEĞİ
BAŞIBOŞ KÖPEKLER NEDEN DURDURULAMIYOR?
SİGARA TİRYAKİLERİ BURADAMI
SEÇİM BİTTİ HADİ ARTIK EVLİ EVİNE KÖYLÜ KÖYÜNE
SEÇİMDEN SONRA YİNE YÜZYÜZE BAKACAĞIZ
RAKİBİNDEN KORKAN AKREP KENDİNİ SOKARAK İNTİHAR EDER
SEÇİLECEK MİLLETVEKİLLERİNDEN HALKIN BEKLENTİSİ
DAR BOĞAZDA OLANLARIN YOLU TEFECİLERİN SOKAĞINA DÜŞÜYOR
RAMAZAN AYINI LAYIKIYLA NASIL YAŞARIZ?
BU SENE İFTAR PAKETLERİ AFET BÖLGESİNE GİTSİN
HAYAT IKI NEFES ARASINDA
JAPONLARDA SUÇLUYSAN HARİKİRİ BİZDE İSE HALA KAKARA KİKİRİ
NE OLURSA OLSUN DERS ALINMIYOR
ZAMAN KARDEŞLİK KÖPRÜSÜ KURMA ZAMANI
ÖLDÜRDÜĞÜNÜZ MASUMLARIN KANLARINDA BOĞULUN
ÜLKEMİZDE DÜNDEN BUGÜNE YAŞANMIŞ MADEN FACİALARI
DÜNYA KIZ ÇOCUKLARI GÜNÜ
SAÇIMIZI KESMEK BİLE YOLUMUZDAKİ ÇAKILLARI TEMİZLEMEYE YETMEZ
BU ARALAR DELİRESİM VAR
TROLLER PARTİLERİNE ZARAR VERİYOR
SİLAH GÜÇSÜZÜN NAMUSUDUR
SİYASET AKLA ZARAR BİR EYLEM
ALEVİLER NEDEN VE KİMLER TARAFINDAN SEVİLMEZ?
EVLENECEK OLAN GENÇLER SINAVA TABİ TUTULSUN
TOK AÇIN HALİNDEN HİÇ ANLAMAYACAK
FİYATLAR EL YAKIYOR, VATANDAŞ GEÇİNEMİYORUM DİYOR
ÇOK GARİP KİMSE ALLAH'TAN KORKMUYOR
BESLE KARGAYI OYSUN GÖZÜNÜ
NAZIM HİKMET'İN CEZAEVİ GÜNLERİ
KOCAMAN AİLE KAVRAMI YOK OLDU
TELEFONU KAPATSAN BİLE FATURADAN KURTULAMIYORSUN
AKDAMAR ADASININ DİĞER BİR ADININ TECAVÜZ ADASI OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
KALPTEN EDİLEN ŞÜKÜR SİZE HUZUR VERİR
NEREDE O ESKİ RAMAZANLAR DEMEMEK İÇİN
ESKİLER TASARRUF YAPMANIN YOLLARINI İYİ BİLİRDİ, PEKİ YA BİZ?
ALLAH, BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN
TRAFİĞE ÇIKMAK, AZRAİL'LE MASAYA OTURMAKLA EŞ DEĞERDE
TIP TARİHİNDEKİ EN KORKUNÇ İHMAL: THALİDOMİDE FACİASI
SEVDİĞİM ADAM EVLİ
HER HAYIRDA BİR ŞER, HER ŞERDE BİR HAYIR VARDIR
UĞUR MUMCU'YU SAYGIYLA ANIYORUZ
MUHYİDDİN İBNÜ-L ARABİ'NİN 2022 KEHANETLERİ
ALLAH'A GÜVEN DUYGUSUNUN ZİRVESİ: TEVEKKÜL
KAPANMAYAN YARA, MARAŞ KATLİAMI
RAHİBE TERASA, AZİZE Mİ, ŞEYTAN MI?
600 ERKEĞİ ZEHRİ İLE ÖLDÜREN KADIN,
CEP YAKAN DOĞALGAZ FATURALARI NASIL DÜŞER?
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü RAHMET VE MİNNETLE ANIYORUM
CUMHURİYET KURULURKEN HEDEF NEYDİ?
MEKTEP CEHALETİ ALIR MERKEPLİK BAKİ KALIR
OKULLARDA KAYNAK KİTAP DAYATMASI VELİLERİ ZORLUYOR
KANLI BİR CUMARTESİ: GAR KATLİAMI
1 EKİM DÜNYA YAŞLILAR GÜNÜ
ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ ARASINDAKİ DUVAR SINIF ANNELERİ
İNSANLAR HAKKINDA HÜKÜM VERMEDE USTAYIZ
12 EYLÜL DARBESİ
DÜNYADA SİYASET AHLAKI
30 AĞUSTOS ZAFER DESTANI'NIN YAZILDIĞI GÜNDÜR
DÜNYADA MEKâN AHİRETTE ALLAH AFFEDER
HELP TURKEY ETİKETİNİN PERDE ARKASI
OCAĞIMIZA ÇAM AĞACI DİKTİLER
AFİFE JALE'NİN YÜREK BURKAN HAZİN SONU
1993 DEMEK ÖLÜM DEMEKTİ
MADIMAK KATLİAMI 28 YAŞINDA
KARINIZIN İÇİNDEKİ KÜÇÜK KIZI SEVİN
BİZ ARTIK İFLAH OLMAYIZ
MAZİYE GÖMÜLEN İNCELİKLER
MENDERES İKTİDARININ SONA ERİŞİNİN 61'İNCİ YIL DÖNÜMÜ
19 MAYIS VE DEĞİŞEN GENÇLİK
FİLİSTİN'İN 73 YILDIR SÜREN DRAMI: NEKBE
49 YILDIR UNUTULMAYAN ÜÇ FİDAN
KANA BULANAN BİR MAYISLAR
SARHOŞLARIN PİRİ BEKRİ MUSTAFA NASIL EVLİYA OLDU?
OSMANLI'DA RAMAZAN KÜLTÜRÜ
KANSERİ ÖLDÜRMEYE NE DERSİNİZ?
VEFATININ 24. YILINDA BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ
HELALLİK ALMADAN ÖLMEYİN
AMAÇ KIZLARI KORUMAK MI? HAYATLARINI KARARTMAK MI?
BİR LİKE UĞRUNA YA RAB NE GENÇLER REZİL OLUYOR
100 YIL ÖNCE DOĞMUŞ OLSAYDIK
LANETLE ANILAN GÜN (28 ŞUBAT)
Z KUŞAĞI UZAYDAN MI GELDİ?
14 ŞUBAT KRİZİ
İÇİYORSAK SEBEBİ VAR
SUİKAST KURBANI GAZETECİLER
BİTMEYEN KAVGA TÜRBAN
ADAM GİBİ ADAM OLMAK
TÜRKİYE'DE AŞININ TARİHÇESİ
DİYANET AÇIKLADI: MİLLİ PİYANGO BİLETİ ALMAK HARAMDIR
ŞEB-İ ARUS
HAYAT BİR SINAV
SABRIMIZ YORULDU
DUYGUSAL OLARAK IHMAL EDİLMIŞ ADAMLAR
ÖLÜM HAK MİRAS BAŞA BELA
BİZ BÖYLE GÜZELİZ KUTUPLAŞMADAN, AYRIŞMADAN
SON 100 YILDA TÜRKİYE'DE MEYDANA GELEN DEPREMLER
BU VATAN KOLAY KAZANILMADI, BU CUMHURIYET KOLAY KURULMADI
DOSTLAR SENİ UNUTMADI: 126 DOĞUM GÜNÜNDE AŞIK VEYSEL'E SAYGIYLA
GÖNLÜNÜZÜ KAPTIRIRKEN, PARANIZI KAPTIRMAYIN
BU ACI UNUTULMAZ: 10 EKİM ANKARA KATLİAMI
KIZLAR KUŞ GİBİDİR ÇOK SIKARSAN ÖLÜR, SERBEST BIRAKIRSAN KAÇAR
DELİKANLILIĞIN RACONU
160 YIL YAŞAYAN ZARO AĞA
YÜZYILLARDIR SÜRE GELEN AŞURE GÜNÜ VE GELENEĞİ
TÜRKİYE'NİN EN TEHLİKELİ SERİ KATİLLERİ
TEHLİKE SAÇAN BİR İNTERNET OYUNU DAHA: MAVİ BEBEK
MEMLEKETTE CİDDİ BOYUTTA EŞ,DOST KAYIRMACILIĞI VAR
İNSANLIĞIN TİKTOK'LA İMTİHANI
İNTERNETTE ÇOCUK SATIŞI
TÜRKİYE'NİN EN KARA YILI: 1993
SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ
KAZIĞA OTURTAN GERÇEK DRAKULA
AYASOFYA'NIN TARİHİ
ZAMAN ZAMAN
FATMAGÜL'LERİN SUÇU YOK
DİLERİM KİMSE BABALAR GÜNÜ MEZAR TAŞINA SARILMASIN
OSMANLI'NIN ÖLÜM MELEKLERİ: CELLATLAR
NAMUS-TÖRE ADINA KATLEDİLEN KADINLAR
İĞRENÇ BİR BABA DAHA
ALLAH'A GÜVEN DUYGUSUNUN ZİRVESİ: TEVEKKÜL
Ulusal Gazeteler 1
Bizim Gazete
Alıntı Yazarlar
Anketler
TÜRKİYE'Yİ YÖNETECEK CUMHURBAŞKANI KİM OLMALI
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
35
35
0
2
11
13
2
Fenerbahçe
32
36
1
2
10
13
3
Samsunspor
29
29
3
2
9
14
4
Eyüpspor
23
21
3
5
6
14
5
Beşiktaş
22
22
3
4
6
13
6
Göztepe
21
24
4
3
6
13
7
Başakşehir
19
21
4
4
5
13
8
Rizespor
19
15
6
1
6
13
9
Sivasspor
18
18
6
3
5
14
10
Konyaspor
18
16
6
3
5
14
11
Antalyaspor
17
17
6
2
5
13
12
Gaziantep FK
15
19
6
3
4
13
13
Trabzonspor
15
18
4
6
3
13
14
Kasımpasa
15
16
4
6
3
13
15
Alanyaspor
14
12
5
5
3
13
16
Kayserispor
12
13
5
6
2
13
17
Bodrumspor
11
10
9
2
3
14
18
Hatayspor
8
12
7
5
1
13
19
A.Demirspor
2
9
11
2
0
13
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Modül 2
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
Modül 3
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
Haber Yazılımı