29 Ekim’de Cumhuriyetin ilanının 99.Yıl dönümü kutlanacak..Türkiye Cumhuriyeti önümüzdeki yıl 100 yaşına adım atacak. Kuruluş yıl dönümü heyecanı devletin üst düzey yönetimini sarmış durumda. 

28 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Türkiye’nin yeni vizyonunu açıklayacak.

 Son birkaç gündür 29 Ekim’le ilgili vurgular dikkat çekiyor. Devlet tarafından hazırlanan logoda Türkiye Yüzyılı vurgusu yapılmış vaziyette. Dileriz ki, yeni yüzyıl Türkiye’nin yolu olur ve 99 yaşını doldurup, 100.yılından yaş alan devletimiz dünyanın en saygın ülkeleri arasında yer alır. Yeni yüzyılın Türkiye’nin çağı olması en büyük temennimiz.

  Osmanlı Devletiyle, Selçuklu ile dünyaya hükmeden milletimiz, 1.Dünya Savaşı sonrası uzun süre yaralarını sarmaya çalıştı. Teknoloji devleti bu yüzyıla hakim olurken, Türkiye kendi iç sorunlarıyla boğuşan, teknolojinin uzağında kalan, ekonomisi sıkıntılı bir ülke olarak bu yüzyılı tamamladı. 

Yeni yüzyıl, teknolojiden savunma sanayisine, ekonomiden siyasi güce kadar Türkiye’nin egemen olduğu, bölgesel ve küresel bir güç olarak Türkiye’nin olması için hepimiz üzerine düşeni yapmalıyız.

 Bugünle, geçmiş arasında çok fark yok. Dün de Türkiye köşeye sıkıştırılmak isteniyordu, bugünde aynı gayeler güdülmeye devam ediliyor. Dün bizi savaşla, silahla, insan gücüyle tarih sahnesinden silmeye çalıştılar, bugünse ekonomi sopasıyla, yerli görünümlü uzantılarıyla yapmaya çalışıyorlar.

 Eğer biz “Türkiye Yüzyılı” sloganıyla hareket edeceksek, yapacağımız eylem ve uygulamaların da bu vizyona uygun olması gerekir. Tüm kamu kurumlarında atamaları liyakatle yapmalı, ekonomi boyunduruk altından çıkarmalı, savunma sanayinden yaptığımız yatırımları sürdürmeli, teknoloji üreten ülkeler arasında yer almalıyız. Alın terinin yanına akıl terini koyarsak, üretime katma değer sağlarsak, kendi değerlerimize sahip çıkarsak Türkiye Yüzyılı vurgusunda aşama kat edebiliriz.

 Süper güç olmak, küresel güç olmak, bölgesel güç olmak hamasetle, siyasi söylemlerle olmaz. Bunun altını sağlam verilerle doldurmalı, uygulamalarda bunu htirmeliyiz. Cumhuriyetin 100.yılına hazırlanırken, Türkiye Yüzyılı’na giden yolda, tıpkı kuruluşa giden yolda olduğu taşları sağlam döşemeliyiz. Bunun içinde iktidarından muhalefetine, yaşlısından gencine, siyasetçisinden bürokratına, memurundan işçisine kadar hepimize sorumluluk düştüğünü bilmeliyiz..