|
|||
DARBENİN SİYASİ AYAĞI OLMAK | |||
GAZETECİ YAZAR ABDURRAHMAN AYDIN | |||
oz.turkhayathaber@gmail.com | |||
15 Temmuz’dan sonra çok tartışıldı, “Darbenin siyasi ayağı olur mu?” diye. Tabiki olur. Bunu anlayabilmenin tek bir yolu var: Başarılı olmuş bir darbe ise, memleketi kimlerin yönettiğine, devlet katlarında hangi kadroların görev aldığına, hangi tür siyasete ya da siyasetçilere meydan verildiğine, kimlerin önünün açıldığına bakılır... 1960 darbesine bu açıyla bakabiliriz. Darbeden sonra, “beklenenler”in önü açıldı. Bürokratik kadrolar, işbaşında olması istenenler tarafından dolduruldu ya da işgal edildi. Darbeciler, Bayar-Menderes ikilisinin gitmesini, İsmet Paşa’nın gelmesini istiyordu. Hiçbir bağımsız seçimi kazanamamış, kazanması mümkün görülmeyen İsmet Paşa, çok özlediği Başbakanlık makamına, 27 Mayıs darbesinin oluşturduğu “dikensiz gül bahçesi” ortamında geldi. Bunu da fazla sürdüremedi. İlk ciddi krizde seçime gitmek zorunda kaldı ve Başbakanlığı da sonsuza dek kaybetti. Bu açıdan bakarsak, CHP için, “Darbenin siyasi ayağında yer alan parti” nitelemesini kullanabiliriz ve haksızlık etmiş olmayız. Çünkü yer almıştır. Çünkü darbenin hızlandırılmasına katkıda bulunmuştur. İsmet Paşa’nın “seferberlik” adı altında başlattığı olaylı yurt gezilerini, “Şartlar olgunlaşırsa darbe meşrudur” fetvası da hafızalarımızda...
Darbenin siyasi ayağı olup olmadığını anlamak için, darbeyi “aranır”, “özlenir” hale getiren ve “tek seçenek”miş gibi sunanlara da bakılır. Bunlar siyasi partiler olabilir, sivil toplum kuruluşları olabilir, iş çevreleri olabilir, bürokrasi olabilir... 12 Eylül, mesela, “hazırlanmış” ve “ihtiyaç” olarak dayatılmış bir darbeydi. 12 Mart da öyle. Ayrıca CHP bu darbeye Başbakan vermiştir. 12 Eylül'de Kenan Evren geldi, darbesini yaptı, büyüklerimiz de “Oh, çok şükür... Evlatlarımız kurtuldu” dediler. Sonradan adet yerini bulsun diye paşaya bir soruşturma açıldı, Kenan Evren hâkim karşısına çıkarıldı ama bunlar göstermelik işlerdi. İlginçtir, Kenan Evren ve Tahsin ŞAHİNKAYA “sanık” yapıldığında, kimse “Hani 12 Eylül’ün siyasi ayağı. Darbeyi sadece iki paşa mı yaptı?” demedi. Kemal Kılıçdaroğlu gibi yan figürler çıkıp, yargılamaların daha da ileri götürülmesini istemedi. Kimi yargılayacaklardı ki... CIA ve Mossad ajanlarını mı? Dönemin ABD Başkanını mı? Başarısız olmuş 15 Temmuz darbesinin de, doğal olarak bir siyasi ayağı vardır. Bu darbenin siyasi ayağını bulmak için, ikinci maddede zikredilen faaliyetlere ve bu faaliyetler içinde kimlerin hangi rolü üstlendiklerine bakmamız gerekiyor. 27 Mayıs darbesini “aranır”, “özlenir” hale getiren ve ayrıca darbeden sonra yönetimde pay kapan CHP, 15 Temmuz’dan önce de faaldi, adeta darbeye aşeriyordu... Genel başkanları FETÖ kasetinden çıkmıştı. Üç yıl boyunca, darbecilerin ürettiği “kirli malzemeleri” kullandılar. HDP’liler ve “darbe, darbe” diye inleyen yancı liberallerle ilginç ittifaklar kurdular. Ve bu "ittifak", Ülkeyi 15 Temmuz’a taşıdı. Sözün özü, her darbenin siyasi ayağı vardır. 27 Mayıs’ın siyasi ayağı CHP’dir. Peki ya 15 Temmuz'un? Kalın sağlıcakla... |
|||
Etiketler: DARBENİN, SİYASİ, AYAĞI, OLMAK, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.