|
|||
TAYYİP ERDOĞAN NEFRETİNDEN DOĞAN ZORAKİ AŞK (!) | |||
GAZETECİ YAZAR ABDURRAHMAN AYDIN | |||
oz.turkhayathaber@gmail.com | |||
Kırıklarla dolu bir karne... PKK silah bırakmaya kalkıştığında “PKK düşmanı”, PKK silah bırakmaktan vazgeçtiğini açıkladığında “PKK dostu” kesilen bir partiden ve bu partinin “özel"seçilmiş genel başkanından söz ediyoruz. Bu genel başkan, bir zamanlar, gaza gelmiş, hükümete şöyle seslenmişti: “Şu terörü bitirin kardeşim. Bir an önce bitirin. Ne istediniz de vermedik? Yasa ise, yasa... Destek ise destek... Her istediğinizi verdik. Bitirin artık şu terörü.” Bu açıklamayı da, bir PKK saldırısından sonra yapmıştı. Hem PKK’ya göz kırpan hem de PKK saldırılarından dolayı hükümeti sorumlu tutan bir açıklama… Destekse destek, yasaysa yasa dediğine bakmayın, bugüne kadar hangi yasa desteğinde bulunduklarını hiç göremedim. Uzunca bir süre “PKK terörü” bile diyemediler. Hâlâ diyemiyorlar... “YPG terörü” hiç diyemiyorlar... Çünkü YPG, onlara göre, vatanlarını savunmak için silahlanmış bir grup sivil vatandaş... (Vatanlarını savunmak için neden Amerika’dan 90 bin TIR silah aldıkları ise muamma! Demek ki vatanlarını Türkiye’ye karşı savunuyorlar.) PKK terörü demedikleri gibi, “terör yancılığını” benimsemiş HDP’yle iş tuttular. HDP neyi savunuyorsa, onu savundular. HDP neye itiraz ediyorsa, ona itiraz ettiler. Bu açık desteği, bir de, “hendekteki arkadaşlar” sözüyle taçlandırdılar. Hatırlayalım, Kemal Bey, bir tarihte (Haziran 2012’de) gaza gelip şöyle bir çağrı yapmıştı: “Kürt meselesini parlamento zeminine taşıyalım, partilerin oluşturacağı bir akil adamlar heyetiyle birlikte, bu işi çözüm rotasına sokalım.” Hiçbir şart ortaya koymadan hemde... Hatta koltuğunu ortaya koydu: “Koltuğumu bile kaybetsem, bu işten geri dönmeyeceğim...” Bu çağrı olumlu yankı buldu. Zamanın Başbakanı Erdoğan, “Kapımız her zaman CHP’ye açıktır” dedi ve Kılıçdaroğlu’yla baş başa bir görüşme gerçekleştirdi. Sonrasında ne olduğunu biliyorsunuz... Konu parlamentoya geldiğinde CHP yan çizdi. Derken, çözüm süreci başladı. CHP yine yan çizdi. Sonra, genel başkan yardımcıları Haluk Koç çıktı, paralel çetenin deşifre ettiği “Oslo görüşmelerini” yeniden tedavüle sürerek “Bunlar hain, bunlar terör örgütüyle görüşüyor, bunlar yargılanmalıdır” demeyi de ihmal etmedi tabii... Kılıçdaroğlu’nun, “Yasaysa, yasa... Destekse, destek...” sözünün bir kıymeti harbiyesi kaldı mı? Büyük bir pişkinlikle “Ne istediniz de vermedik?” diyen, hangi durumlarda devlete yardımcı olduğunu hatırlayamadığımız Kemal Kılıçdaroğlu, PKK’nın resmî yayın organı “Özgür Gündem” gazetesi kapatıldığında en büyük fevaranı sergilemişti. Basın özgürlüğü tehdit altındaymış... Bu konu “basın özgürlüğü” meselesi midir? PKK’nın patlattığı her bombayı sevinç çığlıklarıyla karşılayan, terörü meşrulaştırmak için bin dereden su getiren, devletin terörle mücadelesini “faşizm” sözcüğüyle itibarsızlaştıran bir gazetenin kapatılması Kılıçdaroğlu’nun ifadesiyle“basın özgürlüğüne vurulmuş darbe” midir? (Bese Hozat, Mustafa Karasu, Duran Kalkan gibi terör örgütü liderleri, Türkiye’de yayımlanan PKK gazetesi Özgür Gündem’de köşe yazarlığı yapıyorlardı.) Kemal Bey, aynı delikanlığı(!) Fetullahçı Terör Örgütü’nün gazetesi Zaman kapatıldığında da sergilemişti. Tayyip Erdoğan nefreti, insanı ne hallere düşürüyor.Allah taksiratlarını affetsin..
Kalın sağlıcakla |
|||
Etiketler: TAYYİP, ERDOĞAN, NEFRETİNDEN, DOĞAN, ZORAKİ, AŞK, (!), |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.