Dünya COVİD 19’a kitlenmiş, Dünya halkı korku ve panik içerisinde, her gün yaşanan ve duyulan haberlere göre ölüm sayısı artmakta, hasta vaka sayıları yükselmekte, vatandaş PANDEMİ’ye kilitlenmiş iken Türkiye’de siyaset kazanı kaynamakta, siyasi partiler çoğalmakta, her gün yeni bir siyasi partinin ismini duymaktayız. Peki Türkiye’de neden bu kadar fazla siyasi parti var? Neden bu kadar fazla siyasi partiler kuruluyor? Önüne gelen siyasi parti kuruyor ama bu konuda nedense TBMM’de gündeme gelmiyor. Oysa bu kadar çok siyasi partiye ne gerek var? Bunun sorusunu kimse sormuyor, kimse gündeme getirmiyor, siyasi partilerin çoğalması sanırım büyük partilerinde işine geliyor, oy bölünmesi parçalanması işlerine gelse gerek.

Siyaset kazanı kaynamakta, siyasetçiler karşılıklı atıflarda bulunmakta, hatta daha da ötesi belden aşağıya bir birlerine vurmakta, siyaset yapılır yapılmasına da üslubuyla, edebiyle, kırıcı olmadan kalp kırmadan siyaset yapılır ama bugün gelinen şu ortamda karşılıklı atışmalar, karşılıklı belden aşağıya vurulmakta, üslup yok, edep yok, kırıcı olunmakta, karşılıklı kalp kırılmakta yetmiyor argo kelimeler havada uçuşmakta, peki siyaset anlayışı böylemi? Eski siyasetçilere dönüp baktığımızda gerçekten bir siyaset yapıldığını gözlüyorduk oysa bugün gelinen şu noktada sadece siyasetçilere gülüp geçiyor onlara karşı yazık siyaseti ne hale getirdiler dercesine tepki ile karşılıyoruz.

Siyasi liderler siyasetin dozunu aşmakta, tabandan tavana kadar karşılıklı atıfta bulunulmakta, halk bu siyasete artık uzaktan bakmakta. Oysa siyaset edep ve üslup gerektirir ama nerde? Siyasetçiler kazan kaynatmaya devam ediyorlar evet bol keseden atanlarda oluyor, ekonomi dibe vurmuş, vatandaş ekmek derdine düşmüş, sanayici tükenmiş, çiftçi bitmiş, esnaf kepenk kapatmakta geçim derdi almış başını gidiyor, işsizlikten halk kırılıyor, ticaret durmuş, halk panik içinde, Dünya’ya yayılan COVİD 19 denilen, Koronavirüs belası ile karşı karşıya, halkın başını kaldırdığı yok, maske ortak arkadaş olmuş, sosyal mesafe korunması gerekir olmuş, yaşam şartları adeta değişime uğramış, bizim siyasetçiler ise siyaset yapmanın derdine düşmüş.

Türkiye’de yaşanan atışmalı, karşılıklı kırıcı olunan bir siyaset anlayışı ile karşı karşıya kaldığımız şu günlerde halk sadece COVİD 19 Pandemi’ye kilitlenmiş, sosyal medya da sık sık halkın tepkileri çoğalır olmuş, oysa Türkiye’de başka neler oluyor sorusu akıllara gelmez olmuş. Siyaset ülkenin geleceği, feraha kavuşması, toplumun ahlak değerlerinin yücelmesi ve ülkemizin rahat ve huzur dolu yaşaması için yapılır, oysa siyaset şimdilerde nedense hep çıkar ve menfaat için yapılır olmuş, kimse kimseyi düşünmez olmuş, halkını düşünen yok, çocuklarımızın geleceğini düşünen yok, eğitim ve öğretim yok denecek duruma gelmiş biz daha neyin siyasetini yapıyoruz, neyin siyaset kazanını kaynatıyoruz?