|
|||
İLKER BAŞBUĞ, CAN ATAKLI VE BİLİMUM MUHALİFLERİN BİTMEYEN DARBE ÖZLEMİ | |||
GAZETECİ YAZAR ABDURRAHMAN AYDIN | |||
oz.turkhayathaber@gmail.com | |||
Gelişmiş ve demokrasiyi benimsemiş toplumlarda kabul gören tek şey; Millet iradesinin tecelligahı, sandıktır.. Hükümetler; seçimle iktidara gelir, görev sürelerinin bitiminde eğer Milletten gereken teveccühü görmezlerse, yerine başkası seçilir ve bu döngü böyle devam eder..
Az gelişmiş ve kasaba kanunlarının geçerli olduğu 3.dünya ülkelerinde ise, seçilmiş hükümetler farklı unsurlar devreye sokularak alaşağı edilirler..
Böyle ülkelerde, istikrar ve ekonomik şartlar daima dış müdahalelere açık hale gelir..
Türkiye'de ise, bu örneğini verdiğim durumların dışında farklı şeyler de yaşanıyor. Mesela; muhalefet partisinin kimi zaman Genel başkanı, kimi zaman bir üyesi Türkiye'yi ,Avrupa'ya ya da ABD'ye şikayet ederek, ekonomik anlamda müdahale edilmesi noktasında canhıraş bir pozisyona girebiliyor...
Neyse konumuza gelelim;
Ülkemizde bu aralar tuhaf şeyler yaşanıyor, ortalığı karıştırmak için bazı tezgahlar kuruluyor...
uyanık olmamız lazım..
Önce, bir gazeteci müsveddesi aynen şöyle dedi: " Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimle gitme gibi bir ihtimali yok, darbe olma olasılığını da çok düşük görüyorum. Erdoğan'ın gitmesinin tek yolu; büyük bir afet ya da büyük bir felaketle oluşacak olan toplumsal bir nefret dalgası olabilir."
Hadi diyelim ki Cem Uzan'ın geçmişteki prensi gazeteci Can ATAKLI; Erdoğan nefreti yüzünden meczuplaştı, kafayı yedi, ferman padişahınsa, dağlar benimdir dedi..
Peki bu Ülkenin gözbebeği, Peygamber Ocağı TSK'nın emekli 26. Genelkurmay başkanı da mı darbeden medet umuyor?
yoksa genlerinde taşıdığı darbeci ruh yeniden mi hortladı?
Ne diyor emekli general: "1960'da Adnan Menderes seçim kararı alsa darbe olmayacakti"..
Aklınca şuan ki hükümete gözdağı veriyor.. Tayyip Erdoğan'a erken seçim kararı al yoksa Adnan Menderes'in akıbeti senin de başına gelir demeye getiriyor.
Ama, emekli General'in unuttuğu birşey var:
Meşru hükümetler, seçim kararı alır ya da almaz bu siyasal bir meseledir ve Askeri ilgilendirmez..
Siyasetçinin görevi; siyaset yapmak ve ülke sorunlarına çözüm bulmaktır.
Askerin görevi ise; kışlada harp sanatını öğrenmek ve öğretmektir.
Seçilmiş hükümete gözdağı vermek ve darbe tehdidiyle sindirmeye çalışmak askerin görevi değildir.
Meşru hükümetin askeri terimle "Emrinde" olarak Askeri faaliyetlerini yürütmektir gerçek askerin görevi.
İlker paşaya hatırlatmakta fayda var: Bizim kitabımızda, Seçilmiş meşru sivil siyaseti, darbeyle terbiye etmeye kalkanlara "Darbeci" denir, Cemal Madanoğlu zihniyeti denir. Kenan Evren diktatörlüğü denir. Nokta...
Son not:
Askerde ast-üst hiyerarşi hayati önemdedir disiplin ve askerin rütbe konumu anlamında.
Bu hiyerarşiye göre;
"Cumhurbaşkanı emreder, Genelkurmay başkanı " Emredersiniz" der.
Çünkü "Başkomutan" Cumhurbaşkanıdır.
Bilmem anlatabildim mi İlker paşa?
Kalın sağlıcakla..
|
|||
Etiketler: İLKER, BAŞBUĞ,, CAN, ATAKLI, VE, BİLİMUM, MUHALİFLERİN, BİTMEYEN, DARBE, ÖZLEMİ, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.