|
|||
ALÇAK BİR ASKERİ DARBE (12 EYLÜL 1980) | |||
GAZETECİ YAZAR ABDURRAHMAN AYDIN | |||
oz.turkhayathaber@gmail.com | |||
Türkiye 27 Mayısı, 12 Mart muhtırasını, 12 Eylül’ü, 28 Şubat, 15 Temmuz darbe ve darbe teşebbüslerini yaşadı. Bu olaylardan sonra hapishanelere doldurulan binlerce insanı, bunlara yapılan sayısız işkenceleri darbe teşebbüsü sırasında öldürülen yüzlerce insanımızı unutmadı.
12 Eylül sonrası Mamak ceza evine konularak altı yıl boyu hapis yatan, işkenceleri yaşayan çilekeş bir vatansever vatandaş anlatiyor:
"“Bize her gün sistematik olarak işkence ettiler. Günlük en az 40 cop yiyorduk. Filistin askıları, elektrik şokları, kafes olayı ne daha nice işkence metodları...
İşkence sırasında diyorlardı ki-” Bizi Türkeş azmettirdi diye ifade verin yeter. Bizde sizi hemen serbest bırakalım.” kimse ama hiç kimse, bütün bu işkencelere rağmen böyle bir ifade vermedi.
Dayak yiyip koğuşa gelen arkadaşlarımızın, acıdan inlemesi ses çıkarması yasaktı. Koğuştan inleme sesi duyarlarsa; ses çıkaran arkadaşı koğuşun önüne çıkararak, ortalarına alıp copla dövüyorlardı. Bizde gelen arkadaşımızın sesi duyulmasın diye üzerine battaniye örtüyorduk.
Yemek için sıraya giriyorduk. Sırada beklerken, yanımızdan geçen gardiyanlar bizi coplayarak yürüyorlardı. Yemek alma sıramız gelince “ Mustafa Kurt, Ankara. 3.Koğuş, 5.Ranza yemek almaya hazırdır komutanım.Karşıdan bağırıyorlar” Ne dedin duymadım lan.” Böyle birkaç kez tekmilden sonra hakaret duyarak, yemeği alabiliyorduk. Yemeklerin içinden genellikle taş çıkardı.
Zorunlu banyo ihtiyacını, kışın bile dışarıda soğuk su ile yapıyorduk. Amaçları, hastalanıp ölmemizdi.
Hapishaneye gönderilen askerler, birliklerinden özel olarak seçilmiş, sadist yapılı insanlardı. Bunlar özel olarak işkence yapma eğitiminden geçirilmiş, bizim bu vatanın düşmanı olduğumuz şeklinde şartlandırılmışlardı. Bazı askerler bizi coplamak istemediğinde, başındaki komutan onu copla dövüyordu.
İşkenceden ölen, askıda beli kırılan, sakat kalan arkadaşlarımız oldu. İşkence görmenin sağcısı solcusu olmadı. Herkes aynı muameleye tabi tutuldu.
İranlı bir Azeri de bizim koğuşa atıldı. Ona 30 adet marşı yarına kadar ezberleyeceksin demişler. Adam gece gözünü kırpmadı, az ışıklı lambanın altında sabaha kadar marşları ezberledi. Sabahleyin koşar adım ile cop yiyerek toplanma alanına geldik. Bu Azeri’yi çağırdılar. Koşarak gardiyanların karşısına gitti. Şu marşı oku diyorlar, söyledikleri bütün marşları okuyunca-“ Aferin böyle adam ol.” dediler. Bunun üzerine Azeri” Vallah komutan, siz İran’da benim elime düşerseniz, size bir gecede Kuranı ezberlettiririm.” Dedi.
Konuşurken gardiyanların yüzüne bakmak yasaktı. Göz göze gelirsek copu yiyorduk. Devamlı havaya bakmamız isteniyordu.""
Darbe mantığı bu işte. 15 Temmuz darbesi gerçekleşseydi yapılacak olanda bunlardı. Konuşmalar kayıtlara geçmiş, toplantılar yapılmış, planlar hazır ama Allah onlara bu fırsatı vermedi.
Milletimizin açıkça farkına vardığı gibi, darbelerin arkasında Amerika ve diğer ülkeler bulunmaktadır. Amaç, darbe yapılan ülkeyi yeniden dizayn etmek kendi istedikleri kuralları kabul ettirmektir. Bununla da kalmayıp, bankaların içini boşaltıp ülke ekonomisini mahvetmeyi amaçlıyorlardı. Bu millete bu zulmü reva gören, tüm darbecilerin belasını versin..
Kalın sağlıcakla |
|||
Etiketler: ALÇAK, BİR, ASKERİ, DARBE, (12, EYLÜL, 1980), |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.