Haber Detayı
24 Ekim 2024 - Perşembe 09:16 Bu haber 41 kez okundu
 
Özel: Kürtlerin sorunları masaya 86 milyonun oturmasıyla çözülecek
Özgür Özel, "Kürtlerin yaşadığı sorunlar sadece bir kişinin Meclis'te konuşmasıyla değil, 86 milyonun temsilcilerinin parlamentoda oturmasıyla, konuşmasıyla, demokratik siyasetin önünün açılmasıyla ve kurulacak masaya 86 milyonun oturmasıyla çözülecektir" dedi.
Siyaset Haberi


CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir dizi ziyaret ve programlara katılmak üzere gittiği

Diyarbakır'da, bir otelde, kentteki kadın sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle buluştu

. Toplantıya CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP Kadın Kolları Genel

Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, CHP İl Başkanı İsmail Akyıl, İl Kadın

kolları Başkanı Güler Koçyiğit ile kadın sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Özel, ilk adımın kadına yönelik şiddetin

engellenmesiyle başlanması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu: Dün akşam

saatlerinde Kayapınar'da sokak ortasında Evin Demirtaş isimli bir kadın daha katledildi.

Bundan duyduğumuz derin üzüntüyü ve başsağlığı duygularımızı ifade ederek söze

başlamak isterim ve 2024 yılında bu 321'inci kadın cinayeti oldu, resmi kayıtlara geçmiş

olan. Daha geçtiğimiz günlerde Adana'da bir günde 5 kadın cinayeti işlendiğini ve kadın

cinayetlerinin kartopu gibi artarak devam ettiğini, tüm mücadeleye, iyi niyetli çabalara

rağmen içerdiği sistemik sorunlar yüzünden bu noktaya geldiğinizin altını çizmek isterim.

"YOKSULLUK HERKESİ VURUYOR"

"Malum, Sayın Demirtaş ile Edirne Kapalı Cezaevinde bir çalışma gerçekleştirdik.

Öncesinde bu toplantının gündemi için hazırlık ziyaretleri olmuştu, karşılıklı olarak

avukatlar ve Sezgin Bey aracılığıyla. Orada kendi gündemimizin başına kadına karşı

şiddeti koymuştuk. Ziyaret öncesi avukatları eliyle de kamuyla paylaşacağı bir çağrı

metnini ilk olarak bana ulaştırmıştı. O çağrı metnindeki çağrı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a,

bana ve tüm siyasi liderlere ve sırasıyla Türkiye'de kamu gücü kullanan ya da sivil toplumu

temsil eden tüm başkanlara yönelikti ve kadına karşı şiddet için, içimizdeki erkekle

yüzleşmek ve devamında sorumluluk almayı tartışan ve İstanbul Sözleşmesi'nden

çıkılmasının karşı taraftaki yarattığı, katillere ve şiddete başvuranlarda yarattığı cesareti

gören bir metindi ve buna karşı bir duruş sergileyen, kısa veya orta vadeli yapılması

gerekenleri ifade eden bir metindi. O metin kamuoyunca da malum, ilk metni almış kişi

olarak orada da ifade ettim ama burada, Diyarbakır'da, o çağrı metninin her kelimesine

katıldığımı ve altını imzaladığımı aynı şekilde bu konuda ilk adımı kadına karşı şiddetten

atmamız gerektiğini bir kez daha sabah da konuştuk, şimdi de ifade ediyorum. Tabii biz

STK'lardan gelen arkadaşlarımızla hem Türkiye'nin dünden beri iyice belirginleşen ve

 Diyarbakır'da da gündemleşen ana konuyu konuştuk ama yoksulluk herkesi vuruyor,

kırılgan grupları daha çok vuruyor. Doğu, Güneydoğu'daki kadınları en çok vuruyor."

'31 MART BİR SON VE ZAFER ANI DEĞİL, BİR BAŞKANLIK, BİR

BAŞLANGIÇ VE SORUMLULUK ANI'

Konuşmasında, sonraki ilk genel seçimde 'Türkiye İttifakı'nın iktidar olacağına

inandıklarını belirten Özel, "Cumhuriyet Halk Partisi, 31 Mart'ta da çok önemli

bir başarı elde ederek Türkiye'nin birinci partisi oldu. Cumhuriyet Halk Partisi

Türkiye'nin kurucu partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi, son 47 yıldır

seçimlerden birinci parti çıkamazken, 31 Mart'ta yüzde 38 gibi bir oy oranıyla

Türkiye'de 413 belediye başkanlığını, bugün Türkiye'de 413 belediyeyi

yöneten belediye başkanlıklarını kazanarak çok önemli bir başarı elde etti.

Biz o güçlüyü ifade etmiştik, tekrar edeyim. Biz bunu bir zafer değil, bir

sorumluluk olarak omuzlarımızda hissediyoruz. Verilen oyların içinde Cumhuriyet

Halk Partisi'nin klasik tabanının dışında, çağrıda bulunduğumuz Türkiye İttifakı

vardır. Bu oyunun içinde, sosyal demokratların yanında muhafazakar

demokratlar, milliyetçi demokratlar ve Kürt demokratlar vardır. Bu tüm

demokratların bir araya gelip ortaya çıkardıkları büyük seçim başarısını

bundan sonra yapılacak ilk genel seçimlerde 'Türkiye İttifakı'nın iktidar

yaparak, Türkiye'nin birikmiş bütün sorunlarının çözme noktasında bir

ortak iadeye dönüştürmenin ve bunu demokratik siyasetin önünü,

Türkiye'de siyaseti olması gibi demokratikleştiren bir büyük adım olacağına

inancımız var. 31 Mart'ın bir son ve zafer anı değil, bir başkanlık, bir

başlangıç ve sorumluluk anı olarak ifade ettiğimizi gördüğümüzü ifade

etmek isterim" diye konuştu.

'NARİN CİNAYETİNDE İDDİANAMEDE BİLMEDİĞİMİZ HİÇBİR ŞEY YOK'

Özel, Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan Narin Güran ,

cinayetine ilişkin şunları söyledi:

"Biz bugünkü toplantıda İstanbul Sözleşmesi'nden aslında çıkılmadığını, Meclis'in oy

birliğiyle girdiği bir sözleşmeden bir kişinin tek imzasıyla çıkılamayacağını, sorumluluğun

devam ettiğini, hukuki süreçlerin devam ettiğini ve bu konuda daha dirençli, hep birlikte

mücadele edilmesi gerektiğini ifade ettik. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması her ne

kadar 6284 duruyorsa da devlet bütün ihtişamıyla, bütün caydırıcılığıyla kadınların

arkasından çıkmıştır. Katillere ve şiddet uygulayanlara demiştir ki, 'Eskisi kadar kararlı

değiliz', 'Siz anladınız dediğimi' demiştir. Onlar da anlamıştır. Kadınların arkasından,

çocukların arkasından devleti çekerseniz karşısındaki canilere cesaret verirsiniz. O

yüzden rakamlara kimsenin şaşırmaması gerekir. Dün akşam yine Diyarbakır'dayken

biz 14 sayfalık bir iddianame gördük ama içinde bir şey göremedik maalesef. Narin

evladımız katledildi. İddianamede 4 kişi müştereken Narin'i öldürmekle suçlanıyor.

Anne, amca, ağabey ve itirafçı komşu ama cinayeti kimin işlediği yok. Cinayet işlenirken

orada bulunduğu söylenen kardeşin 2 arkadaşının hakkında bir şey yok. Bu cinayetin

işlenme sebebi, işlenmesinden önce ne oldu da bu cinayet işlendi? Bir anne, bir amca,

bir kardeş, 6 yaşında bir sabiyi, bir kızı neden katlettiler, bu yok. Bilmediğimiz hiçbir şey

yok maalesef. Son zamanlarda toplumsal infial uyandıran bütün davalarda olduğu gibi ya

da toplumda merak uyandıran tüm konularda olduğu gibi, yasama olsun, yürütme olsun

ve yargı olsun, topluma bilmediğimiz hiçbir şeyi söylememeye devam ediyor. Biz davayı

çok yakından takip edeceğiz. Gündemde tutacağız. En ciddi dayanışmayı bu salonda

bulunan kadın örgütlerinin yöneticileriyle ve tüm üyeleriyle göstererek bu işin peşini

bırakmayacağız. Ama AK Parti'li milletvekilinin 60 gün önce bildiğini dün akşam saatlerine

kadar savcı bilmediğini kağıda derç ediyorsa, burada bir tuhaflık var. Burada ittifak kurulmuş.

Geçmişi karanlık, geleceğe de kaygı veren bir siyasi yapının kollandığı meselesini görmezden

gelemeyiz."

'ÖNEMLİ BİR EŞİKTEYİZ'

Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarıyla önemli bir eşikte

olduklarını ifade ederek, "Şimdi herkes neyin ne olduğunu anlamaya çalışıyor ama

meseleye şuradan bakıyoruz; eğer Sayın Bahçeli'nin söylediği söz 'Bir kişinin özgürlüğü,

bir kişiye af, ona verilecek bir kürsü, oradan söylenecek bir söz, lağvolacak bir örgüt ve

her şey tamamdır' ise maalesef hiçbir şey tamam değildir o anlamda. Son söyleyeceğimi

baştan bir kez daha söylüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi, barışa giden, annelerin

gözyaşını durdurmaya yönelik olan, şehit gelmesine, çatışmalar olmasına ve Türkiye'nin

gelişimine engel olan, bu sürecin tamamlanması, bitmesi, ortadan kalkması için, terörün

durması için, terör örgütünün ortadan kalkması için Türkiye'nin 86 milyon birden barış içinde

kucaklaşabilmesi için atılacak her adımı da önemsiyor ve engel olmayacak. Kimin sözü

varsa da kıymetlidir, söylesin. Ama şu söz söylenmesin; 'Türkiye'de Kürt sorunu yoktur,

bir sorun vardır, onu da birisi konuşunca bitecektir'. O zaman işte şu noktaya geliyorsunuz;

bu masayı, Diyarbakır'daki kadınların sorunlarını, bu masayı daha da genişleyerek

Diyarbakır'daki Kürtlerin sorunlarını, Türkiye'deki 26 milyon Kürt'ün sorununu yok

sayıyorsunuz. O zaman aslında 'İyi bir şey yapayım' derken hepimizi çok daha kötü

bir şeye razı etmeye çalışıyorsunuz. Bunu kabul etmek mümkün değil. Kürt sorunu

vardır, tam da şuradadır Kürt sorunu. Kürt sorununun olup olmadığına Kürtler karar

verir, devlet karar veremez. 'Büyük devlet karar vermiş, küçük devlet de dün ilan etmiş'

gibi görünüyor. Onların demesiyle Kürt sorunu bitmez, aksine onlar böyle dedikçe

derinleşir. O yüzden Kürtlerin sorunları, Kürtler 'Sorunum kalmadı' diyene kadar vardır

ve çözülmesi gerekir. Birisine 'Senin sorunun yok' demek, otoriterliktir. Demokrasilerde,

o birisi 'Sorunum yok' diyene kadar sorunu var demektir. Biz de bununla ilgili elimizden

gelen her türlü katkıyı ifade etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'ANAYASA ÇİĞNEYENLERLE BİR ANAYASA YAPMAYIZ'

Terörün tüm Türkiye'nin sorunu olduğunu ifade eden Özel, şöyle konuştu:

"Ülkemizin bütün vatandaşlarımızın istediğini konuşabildiği, istediği dilde konuşabildiği,

kamuda temsil edildiği, siyaset yapma haklarının olduğu, ayrıştırılmadığı, hukuki

öngörülebilirliğin olduğu bir ülke olana kadar, Cumhuriyet Halk Partisi sosyal demokrat

bir parti olma sorumluluğuyla, çalışmaya ve mücadele etmeye devam edecektir. Terörün

varlığı tüm Türkiye'nin sorunudur ama Kürtlerin sorunları da sadece Kürtlerin değil tüm

Türkiye'nin sorunudur. Bu 2 sorunun eş zamanlı olarak çözülmedikten sonra bu 2 sorun

birbirini doğurmaya devam edecektir. Bunun olmaması için biz Diyarbakır'daki iyi niyeti,

Diyarbakır'daki umudu görüyoruz ama Diyarbakır'daki endişeyi sabah yaptığımız toplantıda

da kaydettik. Çünkü bir kez daha bir süreç yürütülürse, bir kez daha bir umut ve bir kez

daha başarısızlık, geçen sefer ne acılar yaşattıysa çok daha fazlasını yaşatabilir. Bu

sebepten dolayı son derece dikkatli olmak durumundayız. Kürtlerin yaşadığı sorunlar

sadece bir kişinin Meclis'te konuşmasıyla değil, 86 milyonun temsilcilerinin parlamentoda

oturmasıyla, konuşmasıyla, demokratik siyasetin önünün açılmasıyla ve kurulacak masaya

86 milyonun oturmasıyla çözülecektir. Bugün Cumhur İttifakı'nın Kürtlerin sorunlarını

görmediği, gündemine almadığı, alelacele bir şeyler yapmaya çalıştığı süreç son derece

riskler, tehlikeler barındırmaktadır. Bir yandan bir sorunu çözeceğiz derken hangi sorunun

çözülmeye çalışıldığı konusunda değişmeler vardır. Kürt sorununu yok sayıp bir sorunu

çözenlerin, Erdoğan'ın sorununu çözmek üzere bir süreç yürüttüklerini ilişkin endişeler hızla

bertaraf edilmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak da daha önce farklı vesilelerle kamuoyu

önünde açık biçimde Meclis Başkanı ağzıyla Sayın Erdoğan'ın çağrısıyla, sivil anayasa

söylemiyle davet edildiğimiz anayasa masasına oturmadık. Bütün antidemokratik tavırlardan

vazgeçilmedikçe, Anayasa Mahkemesi kararları, AİHM kararları kabul edilmedikçe, yani

anayasanın en ufak virgülüne kadar tam sadakat göstermedikçe, biz anayasa çiğneyenlerle

bir anayasa yapmayız. Bu yüzden 'Öyle yaptık olmadı, böyle yaptık olmadı, CHP Kürt

sorununa duyarlı, o sorunu çözecekmiş gibi yapıp CHP'yi masaya böyle sokabilir miyiz?'

diyorsa, niyet buysa, biz o oyuna gelmeyiz. Sonuç olarak kapalı kapılar ardında, 'Biz yaptık

oldu' diyen anlayışı değil, Kürtlerin yaşadığı sorunları gören, çözme iradesi gösteren,

önerileri ortaya koyan ve zemini 86 milyonun temsilcilerin olduğu Meclis'te kuran bir anlayışı

savunuyoruz. Bu ülkede yaşayan herkesin, Türklerin de Kürtlerin de geleceği yalnızca sivil

demokratik siyasetten geçer. Doğru yol budur, biz bu noktada üzerimize düşen ne varsa

bunu yapacağız. Buna katkı koymak, risk almak, haklı haksız tüm eleştirilere muhatap

olmak dahildir. Dün ifade ettiğimiz sözü bir daha ifade edelim. Devlet Bey, beklenmedik

bir şey söyleyince beklenmedik bir şeyi de ben söyleyeyim size. 'Kürtlere devlet vadediyorum'

dedim, cümlenin buraya kadarki kısmından bile medet uman bir kötücül akıl var. Ben Kürtlere,

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin eşit, ayrımsız, kendilerini tamamen mensubu ve sahibi

htikleri, 86 milyonla birlikte eşit vatandaşlığı iliklerine, kemiklerine kadar htikleri,

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bizlerle birlikte sahibi olmalarına teklif ediyorum. Bu noktaya

geldiğimizde zaten bütün sorunlar çözülecek. Bu noktada geçen gün Sayın Demirtaş'la da

mutabıktık, bugün kadın STK'larıyla da mutabıkız. Yarın görüştüğümüz tüm Kürtlerle de bu

bölgenin insanlarıyla da mutabık olacağız."

Özel: Kürtlerin sorunları masaya 86 milyonun oturmasıyla çözülecek

 

 

 

 

Kaynak: Editör:
 
Etiketler: Özel:, Kürtlerin, sorunları, masaya, 86, milyonun, oturmasıyla, çözülecek,
Haber Videosu
Yorumlar
Ulusal Gazeteler 1
Bizim Gazete
Alıntı Yazarlar
Anketler
TÜRKİYE'Yİ YÖNETECEK CUMHURBAŞKANI KİM OLMALI
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
25
27
0
1
8
9
2
Beşiktaş
20
17
0
2
6
8
3
Samsunspor
19
16
2
1
6
9
4
Fenerbahçe
17
18
1
2
5
8
5
Eyüpspor
15
14
2
3
4
9
6
Başakşehir
14
14
2
2
4
8
7
Göztepe
12
14
2
3
3
8
8
Trabzonspor
12
8
0
6
2
8
9
Sivasspor
11
11
4
2
3
9
10
Kasımpasa
11
11
2
5
2
9
11
Konyaspor
11
10
4
2
3
9
12
Bodrumspor
10
8
5
1
3
9
13
Rizespor
10
6
5
1
3
9
14
Alanyaspor
9
8
4
3
2
9
15
Antalyaspor
8
10
5
2
2
9
16
Gaziantep FK
6
9
4
3
1
8
17
Kayserispor
5
8
3
5
0
8
18
Hatayspor
3
7
5
3
0
8
19
A.Demirspor
1
7
7
1
0
8
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Modül 2
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
Modül 3
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
Haber Yazılımı