Haber Detayı
01 Şubat 2025 - Cumartesi 09:53 Bu haber 36 kez okundu
 
İmamoğlu'nun ifadesinin tam metni ortaya çıktı: Benim yaptığım ifade özgürlüğü
Çağlayan Adliyesi'nde ifade veren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ifadesinin tam metni ortaya çıktı. İmamoğlu ifadesinde, "Benim sözlerimde tehdit yok, hedef göstermek yok. Benim yaptığım ifade özgürlüğüdür. Ve ifade özgürlüğü anayasal bir haktır. İfade özgürlüğü, adli makamlara ve onların işleyişine yönelik eleştirileri de kapsar." dedi.
Siyaset Haberi


İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul

Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile yaptığı açıklamalar ve CHP davalarında

yer aldığını söylediği bilirkişi ile ilgili sözleri nedeniyle hakkında başlatılan iki

ayrı soruşturma kapsamında bugün Çağlayan Adliyesi'nde ifade verdi. "Kamu

görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret", "Tehdit", "Terörle mücadelede görev

almış kişileri hedef gösterme" ve "Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs"

suçlarından ifadesi alınan İmamoğlu 2 saat süren işlemlerinin ardından adliye

binasından çıktı.

"BENİM YAPTIĞIM İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ"

Ekrem İmamoğlu'nun savcılıkta verdiği ifadesinin tam metni ortaya çıktı. İmamoğlu

ifadesinde, "Benim sözlerimde tehdit yok, hedef göstermek yok. Benim yaptığım

ifade özgürlüğüdür. Ve ifade özgürlüğü anayasal bir haktır. İfade özgürlüğü, adli

makamlara ve onların işleyişine yönelik eleştirileri de kapsar. Demokratik düzenin

bir gereği olarak uğradığımız haksızlıkları milletimizle paylaşmak; yaşanan

usulsüzlükleri eleştirmek ve bu uygulamaların "hukuka güvene" zarar verdiğini dile

getirmek ne zamandan beri tehdit sayılıyor?" dedi.

İŞTE EKREM İMAMOĞLU'NUN İFADESİNİN TAM METNİ:

KONU: Terörle Mücadele Eden Kimseleri Hedef Göstermek ve Tehdit Etmek

"Bugün burada bulunmamın nedeni, hukukun değil talimatların egemen olduğu bir

düzendir. Ben "hak yemem ama hakkımı da yedirmem" diyerek seçilmiş bir kişiyim.

Ve sözümün eriyim.

İsnat edilen suçla bağlantılı olarak dediğim şeyler belli, burada da tekrar ediyorum:

"Biz senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu

milletin zihninden söküp atacağız. Söküp atacağız ki senin evlatlarının kapısına birileri

dayanmasın... senin evlatlarını sabahın köründe evinden kimse almasın... söküp

atacağız ki senin dahi yuvana, çocuklarının geleceğine huzuru temin edelim. Bizim

derdimiz bu."

"Biz, hukukun talimatla değil, evrensel ilkelerle işleyeceği bir gelecek için gece gündüz

çalışıyoruz. Çocuklarımız da gelecek kuşaklar da adaletin sıcaklığıyla huzur ve güven

içinde uyuyabilsinler diye."

Resmi davet yazısıyla ifade vermeye pekala davet edilebilecek olan CHP Gençlik

Kolları Genel Başkanımızın kapısına gün doğmadan çok sayıda polisle birden gidilmesini

eleştirirken, bir abi - bir baba şefkatiyle sarf ettiğim sözlerimi tehdit olarak görmek,

bağımsız yargıyı, gerçek adaleti tehdit olarak görmek demektir. Benim bu sözlerimden

ancak yargı üzerindeki hakimiyetini kaybetmekten korkanlar tehdit algılayabilir.

Benim sözlerimde tehdit yok, hedef göstermek yok. Benim yaptığım ifade özgürlüğüdür.

Ve ifade özgürlüğü anayasal bir haktır. İfade özgürlüğü, adli makamlara ve onların

işleyişine yönelik eleştirileri de kapsar.

Demokratik düzenin bir gereği olarak uğradığımız haksızlıkları milletimizle paylaşmak;

yaşanan usulsüzlükleri eleştirmek ve bu uygulamaların "hukuka güvene" zarar verdiğini

dile getirmek ne zamandan beri tehdit sayılıyor?

Ülkenin en büyük partisinin bir belediye başkanı olarak, iktidara geldiğimizde kurulacak

düzende "hukuka güven olacak, yargıya güven olacak, yargı bağımsız ve tarafsız olacak

, kötü ve intikamcı zihniyete son verilecek, ülkeye adalet gelecek ve kimse sabah

erkenden inzibat marifetiyle derdest edilip götürülmeyecek" demek, ne zamandan

beri tehdit sayılıyor?

Asıl tehdit "Turpun büyüğü heybede" diyerek yargıya doğrudan müdahale edenler

tarafından yapılmaktadır. "Turpun büyüğü heybede" diyerek hedef gösterenler, bu

sözleriyle bir yandan da yargı mensuplarının bağımsız ve tarafsız çalışamayacaklarını

deşifre etmektedirler.

"Yargı üzerindeki tüm baskıları kaldıracağız, asla yargıya talimat vermeyeceğiz, baskı

uygulamayacağız" sözünü veren bir yöneticiyi tehdit olarak gören akıl, milleti tehdit

olarak görüyor demektir. Çünkü bağımsız yargı millet adına karar verir. Bağımsız

yargı da milli iradenin bir parçasıdır.

Türkiye, liyakatli savcıların ve hâkimlerin onurlu ülkesidir. Bu ülke, hırsızların, yolsuzların,

yetim hakkını yiyenlerin karşısına dikilen milletin öz evladı olan, hukukçulardan yanadır.

Onlar, bizim iktidarımızda bağımsız olarak çalışabilecekler, "bırakın adalet yerini bulsun

isterse kıyamet kopsun" diyebileceklerdir.

Fakat yargıyı, siyasi çıkarlar için araç hale getirenler günü gelecek, hukuk önünde

gerçek bir muhasebeye tabi tutulacaktır.

Bu, bizim sözümüzdür. Bu, halkın adalet talebinin karşılığıdır.

Yargıyı araçsallaştıran siyasiler er meydanına çıkıp mertçe yarışmak yerine, böyle

yollara başvurmaktan vazgeçsin. Milletin ferasetine kendinizi teslim etsin.

Çünkü millet büyüktür!

Şunu da unutmasınlar: Hiçbir baskı, hiçbir tehdit, halkın adalet mücadelesini durduramayacak.

Bu düzen ilk seçimde değişecek ve yeniden hukuk devleti inşa edilecek!

Hukukun talimatla değil, evrensel ilkelerle işlemesi sağlanacak! Bu milletin evlatlarını

şafak operasyonlarıyla gözaltına alanlar ve her muhalif sesi hukuksuz bir biçimde

mahkum edenler yaptıkları adaletsizliğin zerresini bile görmeyecekler.

Bu israf ve yağma düzeni yalnızca hukuku değil, emekçinin ekmeğini, gençlerin umudunu,

milyonların alın terini de çaldı. Depremde, yangında zorda kalan insanlarımızın canını aldı.

Biz buna asla teslim olmayacağız. Bu büyük millet, adaletin yeniden tesis edildiği günleri

mutlaka görecektir! Ve hakkımda açılan bu siyasi soruşturmanın cevabını millet sandıkta

verecektir!

Yüce milletime arz ederim."

KONU: TCK 277 – 288 Soruşturması

"Basın açıklamam sırasında, aleyhimde soruşturma açılmasına karar veren savcılık,

sadece 15 dakika sonra alelacele bir açıklama yaptı.

İnsan düşünmeden edemiyor...

Savcılık bu hızını kadın cinayetlerinde, çocuk istismarlarında, yolsuzluklarda veya haksızlığa

uğramış mazlumların davalarında da gösterebilseydi, bugün milletin adalete olan güveni

bu kadar sarsılmış olur muydu? Ama belli ki bazı konular, diğerlerinden daha "acil" sayılıyor.

Eleştiriye tahammülü olmayan bir düzenin ayakta kalma çabası, en temel haklarımızı bile

tehdit eder hale gelmiştir. Bu tehditlere boyun eğmeyeceğim.

Beni bu tür haksız isnatlarla, siyasi saiklerle yapılan soruşturmalarla yıldırmaya çalışanlar,

halkın vicdanında çoktan mahkûm olmuşlardır.

Ben basın açıklamamda, milletin iradesiyle seçilmiş bir kişi olarak, hesap verebilirlik ve

şeffaflık ilkelerine olan bağlılığımla yaşanan gerçekleri tek tek dile getirdim.

Şartları oluştuğunda bir bilirkişinin tarafsızlığını sorgulamak, demokratik bir toplum

düzeninde doğal bir hak olduğu gibi, adaletin tecellisi için de bir zorunluluktur.

Kamuoyunun doğru bilgiye erişmesi ve adaletin şeffaflıkla işlemesi, hukuk sisteminin

olmazsa olmazıdır. Ancak bugün, bu eleştiriyi dile getirdiğim için soruşturmaya maruz

kalıyorum. Bu bir suç değil, aksine adaletin ve demokrasinin gereğidir.

Sormak istiyorum:

Tarafsız olması gereken bir bilirkişiyi eleştirmek mi adil yargılamayı etkiler, yoksa

tarafgirliği görmezden gelmek mi?

Ben buraya, basın toplantısında yaptığım açıklamalarla "Yargı görevini yapanı, bilirkişiyi

veya tanığı etkilemeye teşebbüs" iddiasıyla ifade vermeye çağrılmış bulunuyorum.

Hepimiz biliyoruz ki bu "suçun" oluşması için, bilirkişiye hukuka ve gerçeğe aykırı bir

rapor hazırlaması için baskı kurulması ve tehdit edilmesi gerekiyor.

Zaten çoktan yazılmış ve ilgili makamlara çoktan sunulmuş raporların nesi etki altında

kalacak? "Binlerce bilirkişi içinden hep aynı bilirkişinin her seferinde CHP'li belediyeler,

belediye başkanları veya iştirak şirketlerinde nasıl oluyor da görevlendiriyor" diye

sormak mı suç oluyor?

Yargı görevini yapanın gerçeklere aykırı rapor veya mütalaa yazması sorun değil de,

bunun eleştirilmesi mi sorun oluyor? Asıl bunu yapan bilirkişinin kendisi adil yargılamayı

etkilemeye teşebbüs etmiyor mu?

Ben konuşmamda, bir bilirkişiyle ilgili olarak, aklın ve istatistik biliminin sınırlarını

zorlayan bir duruma dikkat çektim ve bunun bir tesadüf olup olmadığının sorgulanmasını

talep ettim. Ben bilirkişilik sıfatıyla bağımsız ve tarafsız bir şekilde kamu görevi yapması

gerekirken, gerçeğe aykırı mütalaada bulunduğu çeşitli örneklerle sabit olan bir şahsın

yarattığı adalet sorununa müdahale edilmesini talep ettim.

Bunu hem Sayın Adalet Bakanı'ndan hem de milletimizden talep ettim. Milletimizden

talep ettim çünkü, bağımsız yargı millet adına karar verir. Ve milletten daha büyük

makam veya güç yoktur.

Adli makamların işleyişini sorgulamak da ifade özgürlüğü kapsamında korunmaktadır ve

demokratik düzenin bir gereğidir. Zira, adil yargılanma hakkı her vatandaşımızın sahip

olduğu anayasal bir temel haktır.

Hz. Ali der ki "Bir zulmü engelleyemiyorsanız, en azından onu herkese duyurun..."

Bu nasihatten güç alarak bugün benimle uğraşan bu düzeni teşhir etmeyi boynumun

borcu sayıyorum.

Bizim çabamız; bu ülkede birliğin, kardeşliğin ve huzurun korunması çabasıdır!

Bizim çabamız; bu ülkede yaşayan istisnasız her bir vatandaşın hakkını, hukukunu, can

ve mal emniyetini sağlama çabasıdır!

Bizim çabamız; asıl yetkinin millette olduğunu hatırlatma çabasıdır!

Çünkü Atatürk, cumhuriyetimizi 'Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.' düsturuyla kurdu.

Biz de bu düsturla hareket ediyor ve mücadelemizi milletimizin iradesine teslim ediyoruz.

Yüce milletime arz ederim."

SORUŞTURMALAR

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, katıldığı bir programda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı

Akın Gürlek ve ailesi hakkında kullandığı sözlerden dolayı İBB Başkanı İmamoğlu hakkında

"Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret", "Tehdit" ve "Terörle mücadelede görev

almış kişileri hedef gösterme" suçlarından soruşturma başlatılmıştı.

Başsavcılıkça ayrıca İmamoğlu'nun 27 Ocak'ta düzenlediği basın toplantısında, bazı

soruşturmalar ve kamu davalarında görevli bilirkişiyi, soruşturma şüphelileri lehine

sonuçlanacak şekilde karar verilmesi amacıyla alenen hedef gösterdiği gerekçesiyle

"Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçundan soruşturma açılmıştı.

İmamoğlu, hakkında yürütülen bu iki soruşturma kapsamında ifadesinin alınması için

savcılığa çağrılmıştı.

İmamoğlu'nun ifadesinin tam metni ortaya çıktı: Benim yaptığım ifade özgürlüğü

Kaynak: Editör:
 
Etiketler: İmamoğlu'nun, ifadesinin, tam, metni, ortaya, çıktı:, Benim, yaptığım, ifade, özgürlüğü,
Haber Videosu
Yorumlar
Ulusal Gazeteler 1
Bizim Gazete
Alıntı Yazarlar
Anketler
TÜRKİYE'Yİ YÖNETECEK CUMHURBAŞKANI KİM OLMALI
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
54
53
0
3
17
20
2
Fenerbahçe
48
52
2
3
15
20
3
Samsunspor
40
34
4
4
12
20
4
Eyüpspor
36
33
4
6
10
20
5
Göztepe
34
40
6
4
10
20
6
Beşiktaş
32
29
4
8
8
20
7
Başakşehir
29
35
7
5
8
20
8
Rizespor
27
22
9
3
8
20
9
Gaziantep FK
26
26
8
5
7
20
10
Trabzonspor
25
34
6
7
6
19
11
Kasımpaşa
25
32
5
10
5
20
12
Alanyaspor
25
24
7
7
6
20
13
Sivasspor
23
26
9
5
6
20
14
Antalyaspor
22
22
10
4
6
20
15
Konyaspor
21
24
9
6
5
20
16
Kayserispor
16
19
9
7
3
19
17
Bodrum FK
16
14
12
4
4
20
18
Hatayspor
10
21
12
7
1
20
19
A.Demirspor
5
17
16
2
2
20
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Modül 2
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
Modül 3
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
Haber Yazılımı