Haber Detayı
14 Ocak 2025 - Salı 10:25 Bu haber 43 kez okundu
 
HÜDA PAR lideri Yapıcıoğlu: Kürtler bu ülkenin, bu cumhuriyetin asli kurucu unsurudur
Zekeriya Yapıcıoğlu, gündemdeki konulara ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Özellikle Kürt meselesi, Cumhur İttifakı'na bakış ve muhalefet anlayışı gibi başlıca konuları ele alan Yapıcıoğlu, "Kürtler bu ülkenin, bu cumhuriyetin asli kurucu unsurudur" dedi.
Siyaset Haberi


HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, gündemdeki konulara dair dikkat çekici

değerlendirmelerde bulundu. Yapıcıoğlu, özellikle Kürt meselesi, Cumhur İttifakı'na bakış

ve muhalefet anlayışı gibi başlıca konuları ele aldı.

HÜDA PAR lideri Yapıcıoğlu'nun gündeme ilişkin değerlendirmeleri şu şekilde:

"BİZ HÜKÜMETİN DOĞRU YAPTIĞI ŞEYLERDE YANINDAYIZ,

DESTEKLİYORUZ YANLIŞ YAPTIĞINDA DA ELEŞTİRİYORUZ AMA

DOĞRUSUNU DA SÖYLÜYORUZ"

"Yeniden Refah Partisi daha önce Cumhur ittifakına katıldı sonra geriye çekildi

siz şu anda Cumhur ittifakının ortağı mısınız?"

Yapıcıoğlu: Çok keskin çizgilerle ne olursa olsun biz Cumhur İttifakı'nın ya da AK Parti'nin

ya da hükümetin yapmış olduğu her şeyi destekleriz modunda hiçbir zaman olmadık.

İttifak içerisinde olduğumuz hatta seçim sath-ı mailinde bile AK Parti'nin icraatlarının

yanlış olanlarına işaret ettik.

Şu anda da öyle… Biz her hal ve şart altında doğru kimden gelirse gelsin doğruyu

destekleriz yanlışı da kim yaparsa yapsan yanlışa karşı çıkarız. Bu anlamda böyle

çok kategorik bir şekilde içinde veya dışında şeklinde bir değerlendirme ne kadar

doğru olur onu izleyicilerimiz takdir edecektir. Ama ben şu kadarını söyleyeyim,

diğerleri mesela Millet İttifakı eğer seçimi kazanmış olsalardı her bir partinin genel

başkanı, cumhurbaşkanı yardımcısı olarak kendileri de yönetime bizzat katılacaklardı.

Cumhur İttifakı'nda öyle bir şey yok. Seçim döneminde bir ittifak yapıldı ama dediğim

gibi o dönemde bile yani seçim sath-ı mailindeyken bile biz AK Parti listelerinden seçime

girmiş olmamıza rağmen yapılan yanlışlara dikkat çekiyorduk. Bizim belki şu farkımız vardı,

muhalefet anlayışımız da farklıdır. Nedir o? Hatırlarsanız muhalefet partilerinden birisi

Meclis kürsüsünden iktidara şöyle seslenmişti; siz dünyanın en iyi işlerini de yapsanız

biz karşı çıkacağız çünkü biz muhalefetiz, millet bize bu görevi verdi.

İktidar ne yaparsa yapsın karşı çıkmak manasında ya da hükümet ne yaparsa

yapsın karşı çıkmak manasında bir muhalefet anlayışımız yok.Biz diyoruz ki iktidar

eğer iktidarsa, millet iktidar olma yetkisini kendisine vermişse muhalefete düşen

şey ona yardımcı olmaktır. Nasıl yardımcı olmak? Doğru yaptığı işlerde destek olmak,

yanlış yaptığında da yanlışa işaret ederek aynı zamanda doğrusunu da birlikte söylemek.

Biz hükümetin doğru yaptığı şeylerde yanındayız, destekliyoruz yanlış yaptığında da

eleştiriyoruz ama doğrusunu da söylüyoruz.

Biz işin tam merkezinden, parlamentonun içinden bakıyoruz. Oraya gelen kanun

teklifleri ile ilgili takındığımız tutuma da bakıldığında iktidarın getirdiği bazı kanun

tekliflerine destek veriyoruz bazılarına destek vermiyoruz. Hatta muhalefetin sunmuş

olduğu bazı kanun teklifleri ya da önergeleri var bazen onlara da destek verdiğimiz

oluyor.Biz, milletin menfaati nerededir ona bakarız. Biz hiçbir siyasi partiyi kendi

düşmanımız olarak görmüyoruz, onlar bizim siyasi rakiplerimizdir. Bütün siyasi

partiler birbirine rakiptir. Öyleyse millet adına siyaset yapan ve milletin menfaati

için çabalayan bütün siyasi partiler bence böyle yapmalıdır. Gelen iş nedir, milletin

menfaatine midir, değil midir? Değilse eleştirmeli ama ne olması gerektiğini de

söylemelidir. Eğer doğruysa milletin menfaatineyse kimin getirdiğine bakmaksızın

mutlaka ona destek olmalıdır. Biz böyle bakıyoruz, böyle yaklaşıyoruz. Bu bizim

siyaset tarzımız. Evet, biz Cumhur İttifakı ile birlikte hareket ettik, bundan pişman

değiliz aynı şartlarda bugün aynı şey olsa, aynı şeyi yine yaparız.

Biz mevcut Cumhurbaşkanlığı adaylarından Sayın Erdoğan'a destek verdik ve

seçimde üç hedefimiz vardı. Sayın Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi,

Cumhur İttifakı'nın Meclis'te çoğunluğu elde etmesi ve bizim aday gösterdiğimiz

arkadaşların Meclis'e girmesi. Hedefimizi de %100 oranında gerçekleştirdik; biz

aldığımız karardan, ortaya koyduğumuz tavırdan pişman değiliz, doğru olduğuna

inandık şu anda da onun doğru olduğuna olan inancımızda herhangi bir değişiklik

yok aynı şartlarda benzer bir durum bugün gelse aynı şeyi yaparız. Ama yarın bir

gün şartlar değişir, farklı farklı adaylar çıkar memleket farklı bir tarafa gider, söylemler

değişir, siyaset değişir o günkü şartta da onu oturup değerlendiririz.

"BİZİM 'GELİN BİZİMLE DE GÖRÜŞÜN' ŞEKLİNDE BİR TALEBİMİZ OLMADI"

"Dem Parti birçok partiyi ziyaret etti, fakat size gelmedi. Dem Parti'nin size

teklifi oldu mu?"

Yapıcıoğlu: Bizim 'gelin bizimle de görüşün' şeklinde bir talebimiz olmadı. Onlardan

da bize herhangi bir görüşme talebi gelmedi. An itibariyle böyle bir şey yok. Bize

ulaşan herhangi bir görüşme talebi yok, bundan sonra olur mu olmaz mı onu da bilemem.

Bugüne kadar bize gelen herkese kapımızı açtık, kimseye kapımızı kapatmadık.

Neticede siyasi bir mesele görüşülecekse Meclis'teki siyasi partiler arasında görüş

alışverişleri olabilir, bu doğaldır olması gerekendir. Fakat konuya göre değişir. Dem

Partili milletvekilleri; Meclis Başkan Vekili ki bunlardan bir tanesi, birisi de eski

parlamenter ve eski belediye başkanı… Bunlar bazı görüşmeler yaptılar tabi bu

görüşmeleri hangi sıfatla yaptılar, içeriği neydi bilmiyoruz çünkü görüşme yaptıkları

diğer siyasi partilerin yetkilileri de bu konuda çok fazla açıklama yapmadılar. Hatta en

son basına yansıdığı kadarıyla AK Parti Meclis Grup Başkanı Sayın Abdullah Güler'in

yapmış olduğu açıklamada detaya girmemek için şöyle bir cümle de kurdu 'biz mahrem

bazı konular konuştuk. O yüzden biz şimdilik şu kadarını söylüyoruz' diye çok kısa bazı

bilgiler verdiler ki bir saati aşan görüşmelerden sonra çok fazla bilgi dışarı yansımadı.

Dem Partililer, 'biz bütün görüşmeleri tamamlayalım ondan sonra geniş bir açıklama

yapacağız, dediler.Kamuoyu da bekliyor. Görüşmelerde ne konuşuldu, konu neydi

, hangi sıfatla geldiler, İmralı'dan getirdikleri mesajları mı ilettiler konuyla ilgili kendi

görüşlerini mi paylaştılar, sadece karşı tarafı mı dinlendiler? Bilemiyoruz. Yani biz

böyle niyet okuma şeklinde ya da işte tahminlerde bulunmak suretiyle çok fazla

spekülatif konulara da girmek istemiyoruz. Kendileri bilir yani görüşmek isterler veya

istemezler onların bileceği şey ama şu ana kadar bize herhangi bir talep gelmedi.

Bizim de böyle bir talebimiz, bizim de bir davetimiz olmadı.

"İNŞALLAH CUMHURİYET'İN İKİNCİ YÜZYILI, BİRİNCİ YÜZYIL GİBİ

KAYIP BİR YÜZYIL OLMAZ ÇÜNKÜ BİZ ENERJİMİZİ İÇERİDE

TÜKETTİK, BİRBİRİMİZLE UĞRAŞTIK"

"Siz bu sürecin tam olarak neresindesiniz? Hem eylemsel hem fikirsel olarak

bu süreci nasıl tanımlıyorsunuz?"

Yapıcıoğlu: Biz başından beri şunu söyledik; sorun sadece terör sorunu ise ya da

asayiş sorunu ise buna başka şekilde yaklaşırsınız ama işin siyasi, sosyal, kültürel

hatta uluslararası boyutları oluşmuşsa bunu farklı bir zaviyeden ele almak ve ona

göre değerlendirmek gerekir. Mesele sonuç itibariyle bir hak hukuk meselesi,

vatandaşın hak talebi var. Bu hak taleplerinin yerinde olup olmadığı ayrı bir mevzu

bunlar haklı mıdır haksız mıdır ayrı bir tartışma konusu ama birisi bir hak talebinde

bulunuyorsa ve bu haklar temel haklar kategorisindeki haklar ise bunlar hiçbir şekilde

pazarlığa tabi olamazlar. Hiçbir şekilde şarta bağlanamaz, bunu söyledik. Bu, birilerinin

silah bırakması şartına da bağlanamaz ama öte taraftan silah ve şiddet de hak arama

yöntemi olamaz ikisini birbirine karıştırmamak lazım. Şu anda da biz aynı şeyi

söylüyoruz. Şimdi Türkiye'de bir şiddet sorunu var mı bir terör sorunu var mı var.

Bu, Türkiye'ye zaman kaybettiriyor mu, enerji kaybettiriyor mu? Evet. Bu 1000

yıllık kardeşliğe ciddi darbeler vuruyor mu? Doğru. Ama sorun bundan ibaret değil

yani bu şiddet meselesi ortaya çıktıktan sonra bu sorunlar yaşanıyor değil. Bu

sorunlar çok eski belki 1830'lu götürmek mümkün Batılılaşma süreciyle başlayan

bir sorun. Cumhuriyeti birlikte kuran, Çanakkale'de beraber cephede savaşıp şehit

düşen, kardeşliği 1000 yıllık bir maziye sahip olan bu insanlar nasıl oldu da bu hale

geldi.

Cumhuriyetten sonra Kürt'ün varlığı inkâr edildi, dili yasaklandı pek çok tarihsel

yanlışlar… Özellikle Tek Parti diktatöryasının uygulamaları… Dersim, Zilan katliamları

çok derin yaralar açtı. Bütün bunlara rağmen kardeşlik bitti mi? Hayır, bitmedi ama

kardeşlik ciddi bir yara aldı. Şimdi bunları tamir etmek gerekiyor. Bunları tamir etmenin

yolu sadece bu şiddetin bitmesi değil. Şiddet tek başına bu kardeşliği bozan bir şeyse

ya da kardeşliği zedeleyen bir şeyse siz onu ortadan kaldırdığınızda her şey güllük

gülistanlık olur ama bu şiddetten çok önce bunlar oldu.

PKK dediğiniz yapı Kürt meselesinin kendisi değil, Kürt meselesinin sebebi değil,

Kürt meselesinin sonucu da değil. Sadece bu meseleden, tarihsel süreç içerisinde

yapılan yanlışlardan beslenen ve bu yanlışlıkların üzerine kendi ideolojik fikirlerini

zemine aplike edebileceği bir alan arayan ve bu Kürt meselesini bu konuda kullanan

bir yapı. Dolayısıyla bunu ayrıştırmadan meseleyi çözmek mümkün değil.

Sayın Cumhurbaşkanı'nın Diyarbakır ve Şanlıurfa ilk kongrelerinde yapmış olduğu

konuşmalarda şunu da görüyoruz: Evet, çok mesafe aldık ama atmamız gereken

bazı adımlar varsa onları da atarız birlikte atarız diye. Bu sevindirici bir şey, bunu iki

meselenin birbirinden ayrıldığının bir işareti olarak görmek istiyoruz. İnşallah

Cumhuriyet'in ikinci yüzyılı, birinci yüzyıl gibi kayıp bir yüzyıl olmaz çünkü biz

enerjimizi içeride tükettik, birbirimizle uğraştık.

Önümüzdeki yüzyılın tekrar kayıp bir yüzyıl olmaması için hemen her partinin

altını çizdiği gibi ki biz bunu yıllardır söylüyoruz. Akamete uğrayan çözüm sürecinde

de söyledik, mutlaka bizim bu kardeşliğimizi güçlendirmemiz lazım mutlaka bizim

birliğimizi pekiştirmemiz lazım.

"KÜRTLER BU ÜLKENİN, BU CUMHURİYETİN ASLİ KURUCU UNSURUDUR"

"Siz Türkiye'nin anayasası değişmeli, Kürtçe resmi dil olmalı ifadelerini

kullandınız. Anayasada neler değişmeli, sizin öneriniz nedir?"

Yapıcıoğlu: 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı parçalanma sürecine girdi akabinde

bir Kurtuluş Savaşı... Bu parçalanma sürecinde Kürtler haricindeki diğer Osmanlı

idaresi altında yaşayan halkların hemen tamamı kendi yollarını ayırıp kendi başlarının

çaresine baktılar. Kürtler ne yaptı? Kürtler dedi ki biz Türk kardeşlerimizle beraberiz.

Ayrı bir devlet kurma, başka bir şeye girme konusunda ya da o istilacılarının stratejileri

doğrultusunda onlarla tokalaşıp onlarla anlaşıp onlarla birlikte hareket etmediler.

Bundan dolayı biz diyoruz ki bu tarihsel gerçek de herkes tarafından bilinsin. Kürtler

kardeşlik hukukuna uygun hareket ettiler, bundan sonra da uygun hareket edeceklerdir.

Bu nedenle diyoruz ki Kürtler bu ülkenin, bu cumhuriyetin asli kurucu unsurudur. Hani

Sayın Bahçeli 22 Ekim'de bir çıkış yaptı ya! Özgür Bey de dedi ki 'ben el yükseltiyorum

Kürtlere devlet vadediyorum. Gelin bu sizin de devletiniz olsun.' Bu devlet zaten Kürt'ün

de devleti.Fakat Kürt'ün bunu hmesi lazım.

Eğer birlikte düşmanı kovdukları, bu toprakların, bu vatanın ortak sahibi oldukları

cumhuriyeti beraber kurdukları kardeşlerinden bu kardeşliği görmezlerse ya da

kendilerini yabancı gibi hissederlerse işte bu devlet Türk'ün devletidir. Asli kurucu

halk, birlikte kurduğunuz bir devlette siz kendinizi dışlanmış olarak görürseniz, sizin

diliniz yoksa sizin kültürünüz yoksa sizin kimliğiniz yoksa sizin adınız bile yoksa o

zaman siz kendinizi dışarıda hissedersiniz.

Bu devlet, sadece Türk kavminin devleti ise o zaman Kürt'e de derler ki herkesin

devleti var, seninki nerede? Ondan sonra birileri çıkar der ki benim de devletim

olsun. Bunun görülmesi lazım.

Anayasaya göre Türkçeden başka hiçbir dil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına

ana dilleri olarak öğretilemez. Ne demektir bu? Sen sadece vatandaşlık itibariyle

Türk değilsin sen etnik olarak da Türk olmak zorundasın. Sen Türkçeden başka bir

dili devletin sana öğretmesini isteyemezsin! Bu soruların varlığını görmemiz lazım.

HÜDA PAR lideri Yapıcıoğlu: Kürtler bu ülkenin, bu cumhuriyetin asli kurucu unsurudur

Kaynak: Editör:
 
Etiketler: HÜDA, PAR, lideri, Yapıcıoğlu:, Kürtler, bu, ülkenin,, bu, cumhuriyetin, asli, kurucu, unsurudur,
Haber Videosu
Yorumlar
Ulusal Gazeteler 1
Bizim Gazete
Alıntı Yazarlar
Anketler
TÜRKİYE'Yİ YÖNETECEK CUMHURBAŞKANI KİM OLMALI
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
50
51
0
2
16
18
2
Fenerbahçe
42
45
2
3
13
18
3
Samsunspor
36
32
4
3
11
18
4
Göztepe
31
37
5
4
9
18
5
Eyüpspor
30
29
4
6
8
18
6
Beşiktaş
30
28
4
6
8
18
7
Başakşehir
26
29
6
5
7
18
8
Gaziantep FK
25
25
7
4
7
18
9
Rizespor
24
19
8
3
7
18
10
Trabzonspor
22
30
6
7
5
18
11
Alanyaspor
22
19
6
7
5
18
12
Kasımpasa
21
24
5
9
4
18
13
Antalyaspor
21
21
9
3
6
18
14
Konyaspor
20
21
8
5
5
18
15
Sivasspor
20
21
8
5
5
18
16
Kayserispor
16
17
8
7
3
18
17
Bodrumspor
15
14
11
3
4
18
18
Hatayspor
9
16
11
6
1
18
19
A.Demirspor
5
15
14
2
2
18
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Modül 2
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
Modül 3
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
Haber Yazılımı