|
||
Biz pazardan geliyoruz siz daha yolunu yeni öğrendiniz | ||
AK Partili Efkan Ala, partisi adına söz aldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in eleştirilerine yanıt veren Ala, "Biz pazardan geliyoruz siz daha yolunu yeni öğrendiniz" dedi. | ||
Siyaset Haberi | ||
Bütçe görüşmelerinde AK Parti adına Genel Başkanvekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala ve Grup Başkanı Abdullah Güler konuştu. AK Parti adına ilk konuşmayı Efkan Ala yaptı. Ala, Isparta'da şehit olan 6 asker için başsağlığı dileyerek sözlerine başladı. Ala konuşmasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in eleştirilerine de yanıt verdi ve "Biz belediyeler konusunda eleştiriler yapıyoruz. Çünkü milletimiz de bu eleştirileri bizlere iletiyor. Bizim yaptığımız, belediyelerinize teslim ettiğimiz hizmetlerin gerektiği şekilde yürütülmesini arzu ediyoruz. AK Parti belediyeciliği kimseden birşey öğrenecek değil. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan ile başlamış bir markadır. Defalarca da seçimlerde bunu başarmıştır. Sonunda bir ikaz verdi ama bilin ki bunları toparlıyoruz. Siz bakmayın biz de birçok araştırmaya bakıyoruz; AK Parti yine birinci parti olarak artık sahalarda" ifadelerini kullandı. "NİHAİ AMACIMIZ SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME, REKABETÇİ EKONOMİ VE ARTAN REFAH İLE ADİL BİR GELİR DAĞILIMI"Ala'nın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde: "2025 yılı bütçemiz, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen ve sosyal refah artışını hedefleyen bir anlayışla hazırlanmıştır. Bütçemiz sürdürülebilir kalkınmayı ve istikrarlı büyümeyi hedeflemektedir. Eğitimi, sağlığı, nitelikli beşeri sermayeyi, katma değerli üretimi ve teknolojik dönüşümü öncelemektedir. Bu proje istikrar, icraat ve kalkınma bütçesidir. Bu bütçe Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla eğitim, sağlık, adalet, savunma, güvenlik, tarım, sanayii, enerji, ulaştırma ve diğer tüm alanlardaki, hedeflerimizi destekleyen bütçedir. Nihai amacımız sürdürülebilir büyüme, rekabetçi ekonomi ve artan refah ile adil bir gelir dağılımı sağlamaktır. 2025 yılı bütçesini küresel ve bölgesel düzeyde artan riskler ve belirsizliklerin yaşandığı bir konjonktürde görüşüyoruz. Uluslararası ticarette artan korumacılık, yüksek borçluluk, gelişmiş ülkelerde seçim sonrası ortaya çıkan politika belirsizlikleri, doğal afetler, salgın hastalıklar ve göçler tüm dünyayı ve bölgemizi yakından etkilemektedir. "DÜNYADA VE YAKIN COĞRAFYAMIZDA NE OLUP BİTTİĞİNİ ÇOK İYİ ANALİZ EDEREK YOLUMUZA DEVAM ETMEMİZ GEREKİYOR"ABD ve Çin arasındaki ticaret ve teknoloji savaşları uluslararası ticaret kurallarını altüst eden koruma önlemleri ve ek vergiler tüm dünyadaki üretim maliyetlerini ve dış ticaret süreçlerini doğrudan olumsuz etkilemektedir. Teknoloji ve üretim savaşları başta makine ve otomotiv sektörü olmak üzere sanayii devrimi sürecindeki temel sektörlerdeki ana aktörlerin hayatta kalma mücadelesine sahne olmaktadır. Diğer taraftan uluslararası ticaretin ana transfer yollarında yaşanan terör ve benzeri krizler bir taraftan üretim maliyetlerini artırırken diğer taraftan tedarik zincirlerini bozmaktadır. 2020 yılında sert ekonomik daralma yaşayan dünya ekonomisi jeopolitik gerilimler ve çatışmalar nedeniyle bugüne kadar dalgalı bir seyir izlemiş, 2023 yılında 3.3. oranında bir büyüme kaydedebilmiştir. Son dönemde risk ve belirsizlikler artmakla birlikte 2024 ve 2025 yıllarında küresel ekonominin yıllık yüzde 3.2 oranıyla büyümeye devam etmesi beklenmektedir. Bütün bunları şunun için aktarıyoruz. Biz dünyanın önemli bir ülkesiyiz. Dünyada ve bölgemizde olan gelişmeleri hem etkiliyoruz hem de o gelişmeler bizi etkiliyor. Hem önemli bir aktörüz ama belirleme konusunda faaliyetler ve siyasetler üretiyoruz. Ama gidişatı dikkate almayan, rasyonel olmayan politikalardan da uzak duruyoruz. O yüzden dünyada ve yakın coğrafyamızda ne olup bittiğini çok iyi analiz ederek yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Bu bakımdan dünyada genel olarak ve yakın coğrafyada çok daha güncel sonuçlarını yakından gördüğümüz pek çok çatışma ve belirsizliğin olduğu böylesi bir ortamda Türkiye uyguladığı politikalar ve uluslararası ilişkilerde etkin sonuç alıcı diplomasi sayesinde yoluna kararlılıkla devam etmektedir. 22 yıllık AK Parti hükümetleri döneminde ülkemiz bölgesel düzeyde gücü sürekli artan, küresel düzeyde etkinliği yükselen, attığı her adım dikkatle takip edilen güçlü bir ülke haline gelmiştir. "HÜKÜMETLERİMİZ DÖNEMİNDE MİLLİ GELİRİMİZİ 3.5 KAT ARTIRDIK"2023 yılı milli gelirimiz Türkiye Yüzyılına girerken ilk defa 1.1. trilyon doları aşarak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde rekor kırmıştır. Ama zayıf dış talep ve asrın felaketi olan depremle 11 ilimizdeki yıkıma rağmen 2023 yılında ekonomimiz 14 yıllık kesintisiz büyüme eğilimine devam etmiş, yüzde 5.1 oranında büyüyürek dünya ortalamasının üzerinde bir oranı yakalamıştır. Hükümetlerimiz döneminde milli gelirimizi 3.5 kat artırdık. 2023 itibariyle kişi başına milli gelirimizi 13 bin 243 dolara çıkarttık, bu rakamın yıl sonu itibariyle 15 bin dolara ulaşmasını bekliyoruz. Bu durum Türkiye ekonomisinin nitelik değiştirmesi ve lig atlamasıdır. Önümüzdeki dönemde bu ülkeyi yüksek gelir ülkeler grubuna çıkaracağız. Bunda kararlıyız. Geçtiğimiz bütçe döneminde son bir yılda istihdam güçlü artışını sürdürmüş, işsizlik oranları önemli düzeyde gerilemiştir." ALA'DAN CHP SIRALARINA: "BİZ PAZARDAN GELİYORUZ SİZ DAHA ORANIN YOLUNU YENİ ÖĞRENDİNİZ"Ala'nın "Çıkan konuşmacılar genelde bizi bizim rekorlarımızla ölçüyorlar. E o rekorları biz kırdık yine kırarız, yine kıracağız. Orada sorun yok. Ama bizden önceki dönemlerle kıyaslayınca tarih yazdık ve başarılardan başarılara koştuk" sözlerine muhalefet sıralarından tepki gelince Ala, "Biz pazardan geliyoruz siz daha oranın yolunu yeni öğrendiniz. Biz oradan geliyoruz; Cumhurbaşkanımız pazardan, sokaktan geliyor" dedi. Bunun üzerine Numan Kurtulmuş uyarıda bulunarak, "Müzakerelerin şu anına kadar herkes gerçekten büyük bir olgunlukla birbirini dinledi. Sayın Ala'yı da olgunlukla dinleyelim. Lütfen laf atmayalım" dedi. "PROBLEMLERİ GİDERECEK OLAN DA BU BAŞARILARA İMZA ATMIŞ OLAN BU LİDER, BU KADRO VE BU EKİPTİR"Ala sözlerine şöyle devam etti: "Önemli olan herkesin burada fikirlerini özellikle de katılmadığımız fikirlerini ifade edebilmesidir. Ben oradan laf atmadım şimdi sözümü yükseltiyorum, sesimi değil. İradeyi en iyi şekilde temsil ediyoruz. Daha siz yeni sandıkla hemhal oluyorsunuz. Neyse… İktidarın yolunun oralardan geçtiğini, bütün partilerin ona göre davranmasından ben büyük bir memnuniyet duyarım. Enflasyonda düşüş süreci devam etmektedir. Vatandaşımız müsterih olsun. Biz ekonomi programımızı kararlılıkla uyguluyoruz, planladığımız şekilde sonuçlarını alıyoruz. Enflasyonu öngördüğümüz takvimde tek haneli rakamlara indireceğiz. AK Parti hükümetlerine kadar elimizdeki veriler 1973'ten 2002'ye kadar Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırım miktarı 15.1 milyar dolar. AK Parti hükümetleri döneminde 269.3 milyar dolar yatırım gelmiş. Bu uyguladığımız politikalar sonuçlarını vermektedir. Elbette dünya konjonktüründen kaynaklanan problemler dolayısıyla içerde de bazı problemler yaşadık. Onları giderecek olan da bu başarılara imza atmış olan bu lider, bu kadro ve bu ekiptir. Siyasetimizin ve uyguladığımız ekonomik programın temel amacı emeklimizin, işçimizin, esnafımızın, çiftçimizin, memurumuzun, gençlerimizin. toplumumuzun her kesiminin refahını artırmaktır. "SURİYE HALKI ÜLKESİNİN GELECEĞİNE KENDİSİNİN KARAR VERECEĞİ BİR AŞAMAYA VARMIŞTIR"Dünya bugün küresel terör, düzensiz göç, artan işsizlik, çevresel tahribat ve siber tehditler gibi sorunlarla birlikte ciddi bir belirsizlik ve öngörğlemezlikle karşı karşıyadır. Küresel ticaret savaşları, yükselen yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı, bölgesel çatışmalar güncel ve yakıcı bir hal almıştır. Bu gelişmeler dünyada ekonomik olarak içe kapanmayı ve korumacılığı beslerken siyasal yönden gelişmiş ülkelerde bugüne kadar marjinal olarak tanımlanan aşırı siyasal akımları beslemeye başlamıştır. Bu akımlar bazı ülkelerde ana muhalefet konumuna yükselmiş, bazı ülkelerde de iktidar ortağı olmuşlardır. Bu ülkeler ne yazık ki bir demokratik durgunluk ve hatta gerileme dönemine girmiştir. Uluslararası kuruluşlar ise maalesef yapıları itibariyle adaletsiz, fonksiyonları bakımından da etkisiz durumdadırlar. Mevcut gelişmeler henüz küresel çapta sıcak bir çatışmaya dönüşmemiş olsa da her zamankinden daha tedbirli ve dikkatli olmak mecburiyetindeyiz. Bölgesel çatışmaların önemli bir kısmı etrafımızda cereyan etmektedir. Suriye'de 2011 yılında başlayan yarım milyondan fazla insanın ölümüne, milyonlarcasının yerinden edilmesine ve ülkede büyük bir yıkıma yol açan bir dönemin ardından Suriye halkı ülkesinin geleceğine kendisinin karar vereceği bir aşamaya varmıştır. İçinde bulunduğumuz dönem esasen ülkemizin Suriye üzerinde takip ettiği politikanın ve önceliklerin ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymuş aynı zamanda endişelerimizin de haklı çıktığını göstermiştir. "SURİYE HALKININ ÖNÜNDE YENİ BİR GELECEK MEVCUTTUR"Özellikle son aylarda Sayın Cumhurbaşkanımızın Suriye'de yaklaşan süreci öngörerek başlattığı inisiyatiflerin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Başından bu yana Suriye'ye yönelik yürüttüğümüz politikanın ana unsurlarını terörün Suriye topraklarından temizlenmesi, ülkenin birlik ve toprak bütünlüğünün korunması suretiyle siyasi süreçte ilerleme kaydedilmesi ve Suriyelilerin güvenli ve gönüllü biçimde ülkelerine dönmesi oluşturmuştur. Bu amaçlar doğrultusunda gelişme kaydedilmesi için Suriye'de sükunete odaklanan ülkemiz Astana süreci ile çatışmaların durulmaısını sağlamış ancak bu değerlendirilememiştir. Suriye'deki kronik sorunların çözümsüzlüğüyle halkta yükselen memnuniyetsizlik dalgası rejimin saldırıları nedeniyle yaşanan sivil kayıplarla birleşince BAAS rejimi tarihe karışmıştır. Bundan sonraki aşamada artık ileriye odaklanmalıyız. Suriye halkının önünde yeni bir gelecek mevcuttur. Aynı zamanda üstlenilmesi gereken bir sorumluluk bulunmaktadır. Bundan sonraki süreçte huzurun ve barışın hakim olduğu farklı etnik grupların yan yana barış içinde yaşadığı ve komşuları için bir istikrarsızlık üretmeyen bir Suriye tesis edilmesini arzu ediyoruz. Suriye halkının intikam duygusuna kapılmadan, etnik çatışma yaşanmasına mahal vermeden düzenli şekilde geçiş sürecini yönetmesi gerekmektedir. Bunun içinde Suriyeli muhaliflerin birlik içinde olması ve kapsayıcı bir geçiş hikmetini süratle tesis etmeleri önem taşımaktadır. Bugün de bunun çalışmalarını paylaştılar. Sonuçta devlet kurumlarının sekteye uğramadan faaliyet göstermesi bu geçiş sürecinin düzen içinde yürümesinin ana koşullarından biridir. Neticede haksızlık ve zulme uğrayan Suriye halkı daha iyi koşullara kavuşma imkanı bulmuştur. Türkiye bundan sonra da Suriye'nin yaralarının sarılması, birliğinin, bütünlüğünün, güvenliğinin sağlanması için ne yapılması gerekiyorsa sorumluluk üstlenmeye hazırdır. Bu sayede evlerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyelinin kendi topraklarına dönmesi de sağlanmış olacaktır. Neticede istikrarın tesis edilmediği bir Suriye sahasının bölge ve uluslararası toplum açısından birçok ilave sorun yaratacağı hatırda tutulmalıdır. Terör örgütlerinin her daim yaptıkları üzere mevcut ortamdan istifade etmeye çalışabilecekleri açıktır. Sahadaki kontrolsüzlüğün yaratabileceği güvenlik riskleri de dikkate alınarak terör örgütlerinin oldu bittilerine fırsat verilmeyecektir. Türkiye, Cumhurbaşkanımız liderliğinde Suriye'de barış ve istikrarın sağlanması için uluslararası platformlara her türlü çabayı göstermekte, somut ve kapsayıcı çözümler üretmektedir. "İNSANLAR, ÇOCUKLARINA İSTEDİKLERİ İSİMLERİ KOYAMIYORDU; 24 SAAT YAYIN YAPAN TELEVİZYON KANALINI BİZ KURDUK"İsrail, Lübnan başta olmak üzere çatışmayı tüm bölgeye yaymak istiyor. İsrail'in bu saldırganlığı ve uluslararası hukuku hiçe sayan tutumu tüm bölgeyi felaketin içine sürüklüyor. Biz çare iki devletli çözüm diyoruz, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti öneriyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Daha önceki depremlerde hükümetler enkazın altında kalıyordu. Şimdi bu büyük felakette devletimiz, milletimiz, hükümetimiz bütün kabiliyetiyle seferber oldu. Bugüne kadar Türkiye genelinde TOKİ vasıtasıyla bir milyon 477 bin konutu milletimizin hizmetine sunduk. AK Parti olarak yaptığımız bazı işler var ki bunları da AK Parti'den başkası yapamazdı. Bin yıl sürecek denen 28 Şubat'ı 10 yılda tarihin çöp sepetine gönderdik. İnanç özgürlüklerinin önündeki engelleri biz kaldırdık. Gençlerimizi başı açık, başı örtülü olarak ayıran anlayışa biz son verdik. İnsanlar, çocuklarına istedikleri isimleri koyamıyordu; 24 saat yayın yapan televizyon kanalını biz kurduk. Cemaat vakıflarının mülklerini iade ettik. Biz ayrıştırmadık, birleştirdik. Atatürk Kültür Merkezi'ni de biz yeniden inşa ettik, Taksim'e de camiyi biz yaptık Ayasofya'yı da biz açtık." "ESER BELEDİYECİLİĞİ YERİNE KONSER BELEDİYECİLİĞİ YAPIYORSUNUZ"Ala, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in bütçe görüşmeleri sırasındaki eleştirileri hakkında da "Dile getirilen bazı hususlara ilişkin küçük değerlendirmeler yapmak istiyorum" diyerek şöyle karşılık verdi: "Biz belediyeler konusunda eleştiriler yapıyoruz. Çünkü milletimiz de bu eleştirileri bizlere iletiyor. Bizim yaptığımız, belediyelerinize teslim ettiğimiz hizmetlerin gerektiği şekilde yürütülmesini arzu ediyoruz. AK Parti belediyeciliği kimseden birşey öğrenecek değil. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan ile başlamış bir markadır. Defalarca da seçimlerde bunu başarmıştır. Sonunda bir ikaz verdi ama bilin ki bunları toparlıyoruz. Siz bakmayın bizde birçok araştırmaya bakıyoruz; AK Parti yine birinci parti olarak artık sahalarda. Biz deprem ve kentsel dönüşümle ilgili bir şeyler yapsın belediyeler istiyoruz. Biz de destek oluruz çünkü bu millete bu acıları yaşatmamalıyız. SGK borçlarınızı ödemiyorsunuz peki ne yapıyorsunuz? Eser belediyeciliği yerine konser belediyeciliği yapıyorsunuz. 94 milyonu konsere harcıyorsunuz, bizim itirazımız bunadır. Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesi bizim birçok Dışişleri, İçişleri, Adalet, Gençlik ve Spor Bakanlıklarından daha fazla. Onun için kaynak da var. Bizim size tavsiyemiz bunlar işlerini yapsın ve kaynakları doğru kullansınlar. Üniversite gençlerimizin yurtlara yerleşme oranı yüzde 97'dir. Sayın genel başkana verilen bilgi yanlıştır. Kreşlere gelince. Bizim kreşlerle bir derdimiz yok. Ama Sayın Genel Başkan anaokullarına biz açma izni getirdik. CHP, Anayasa Mahkemesi'ne götürdü ve iptal ettirdi. Biz ne yapabiliriz. "ZATEN KENDİ UYGULAMASINI BİLE GARANTİ ALTINA ALAMAYAN BİR ANAYASA DEĞİŞİKLİK İHTİYACINI BAĞIRIYOR DEMEKTİR"Burada ekonomiye ilişkin değerlendirmeler yaptınız. Ama eleştirmek bir proje, program değildir. Popülist polemiklerle ekonomi yönetilemez. Biz bütün kesimlerin refahını artıracak, enflasyonu düşürecek, istihdamı artıracak ekonomi programımızı uyguluyoruz. Gelin eğer alternatif politikalarınız yoksa bu programa detske verin ve millette güveni artıralım, hedeflerine Türkiye'yi daha hızlı taşıyalım. Son söz olarak Anayasa konusunda çokça… Sayın Genel Başkan zaten kendi uygulamasını bile garanti altına alamayan bir anayasa değişiklik ihtiyacını bağırıyor demektir. Daha geçtiğimiz seçimde CHP, altılı bir masa kurdu. Masanın birinci gündemi anayasa değişikliğiydi. Biz de kurulduğumuzdan beri bunu söylüyoruz. Siz 82 darbe Anasayasası'ndan memnun musunuz, değil misiniz? Bunu değiştirelim diyor musunuz, demiyor musunuz? Takdir sizindir değerli kardeşlerim." |
||
|
||
Etiketler: Biz, pazardan, geliyoruz, siz, daha, yolunu, yeni, öğrendiniz, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.